2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
866
Okunma

I-
Kısa bir zamanım vardı oysa ki
sanırım
Gördüğümü sandığım bir düş/üştü...
Tekil kalabalıkların
Çoğul yalnızlığı gibiydik biz
Ve iki tekil şahıs kipi
Aniden zamansız bir tamlamaya dönüştü...
Sahi,
Gün, dünden mi gebedir Cavidan...
II-
hep sanrılara inanmışım aslında
Her ben’in
Doğrusal düzelmdeki sen karşılığına
Ve bir ayna gibi
Durmaksızın birbirini yansıtmaya...
Gerçi
Hayat da çok enteresan ,
Gözlerin bağlı şekilde
Bakınıp durduğun bir kör ebe oyunu gibi
Sürekli birilerini arama hali,
Ve aniden gelip boğazına yerleşen
büyük bir yumru
Tam bulduğum dediğin anda
Sahi,
Senin gözlerin neden hep açıktı cavidan ?
III-
Aslında
Tanrı’nın merhameti de yalan
Tapınakları da..
Seni her aradığımda
Kendimi kilitlediğim bir düş,
Aynada senin yansıman bir gülüş
Ve sanrıdan gerçeğe dönüş/tü zannımca
Içimde sürüp giden bu küffar muamma...
Sahi,
Sen cenneti gördün mü Cavidan ?
IV-
Her insan birbirinin yansımasıdır derler
Şimdi söyler misin bana
Onca yaşanmışlıklarımızın
Onca yanılmışlıklarımızın
Ve Onca duraksamışlıklarımızın üstüne
Ilk defa kıpırdayan bu kalp kapakçığı kimin?
Söyler misin bana
Hangi aynada saklıydı geçmişin ?
Sahi
Bu kez doğru ayna mı baktığım Cavidan ?
İkibinyirmiiki’nin Eylül’ü
İstanbul...
5.0
100% (4)