26
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
948
Okunma

Hani eylül ayını, sen çok seviyordun ya,
Tabiatın renginin, kaçtığı ay diyerek…
Sen hiç fark etmesen de, öyle dönüyor dünya!
İnanmazsan bir seyret, ne ahlar ödeyerek…
Nerede şimdi söyle, o capcanlı yeşiller?
Hasta mısın sen eylül, solgun bütün şekiller?
Nerede o göklerde, vals yapan ebabiller;
Nasıl seyrediyordun, ödüller adayarak…
Üç güz ayın içinde, çok farklıydın sen eylül!
İçin, için solarken, bakarsın melül, melül!
Sanki hiç yaşamamış, açamamışsın bir gül!
Koparıyorum kuru dalları budayarak…
Güneş yanığı desem, o zaten boynun büktü!
Oysa senin hayalin, yazdan daha büyüktü!
Ateşi yaprakların, ciğerlerimi yaktı!
Gönülsüz karakışa, gideriz giderayak…
Biraz fazla kal desem, senin de boyun kısa!
Kışı hiç tanımasam, derim sende nakısa!
Ne İsa’ya yararsın, ne memnun kalır Musa!
Güzde ne yaşlar döktük, hep bedel ödeyerek…
Hani Ahmet Haşim’in, bakırdan yaprakları!
Yüzleri buruşturan, sararmış toprakları!
Şimdi canım doğayı, dolduran pıtrakları!
Geçiyor bütün günler, maziyi yâd ederek…
Karaman-2022/09
Halil Şakir Taşçıoğlu
ÜSTATLARDAN:
Eylülde yaşamaya muhakkak ki pişmanım
Hazanda hüzünlenir anladım bildim anım
Ayrılık ateşiyle yanmakta benim canım
Rüzgâr alıp götürür her gün uğuldayarak…................(Dr.Osman Akçay)
Sevgidendi sitemler işte geçiyor yine
Öyle güzel ki her şey doyulmuyor seyrine
Yedi renk de değince kuşların teleğine
Gök mü dedim inleyen ağlar çiseleyerek..........................Tülay Bostancı
TDK:
Tahattur: anımsamak, hatırlamak, yâd etmek…
Nakısa: kusur, hata…
5.0
100% (32)