şükür sonunda...bir azizin cenaze törenine katıldım......pek o kadar degildi şatafatlı.....sadece on muhteşem cadillac vardı altı üstü.....şaşkın oturdum ...kilisenin rastgele bir koltuguna.....en iyi arkadaşları gelmişti son yolculuga.....karl marksın yüzünde geniş rahat bir gülümseme.....frıedrıc engelsin gülüşü ise salak ve şapşalca.....ve frıedrıch notche sanki sülüklü ve kurt yeniği.....kıkır kıkır gülüyor...sesli sesli....yattıgı yerde ruhlarımızı rahatsız eden sigmund freud da oradaydı.....edward gıbbon da vardı.....buluşuyla dünyayı sarsan ihtiyar adam kopernik ...bir çelenk göndermişti....güneş renkli altın kordelalı....bernard russell de gelmişti.....evleri kiliseye çeviren öncü papazlar anlamsız bir telaş ve kargaşa içinde.....ve jean paul sartre bagırıyordu öfkeyle....allah kahretsi seni montmartre...siz öldürdünüz onu sanatcılar...azize na yaptınız.....ucuz dua kartları da satılıyordu isteyene.....adem ile havva.....şehvet...kıskançlık...açgözlülük....oburluk.....tembellik...gurur....öfke...en ölümcül günahlar orada.....kadın güzelliği gururlu monokisini giymiş salınıyor.....tembellik tören başlayınca beni uyandırın diye uyumaya gitti....şehvet kurbanlarıyla oynuyordu....martin luther kıng öfkeyle bagırıyordu.....neden yas tutuyorsunuz ki siz iki yüzlüler.....kabahati olanın mikael melegi tarafından kafası kesilecekse...onu çagırma görevi...isayı sevenlerin... sizin degil.....yanımda oturan bilmem kaçıncı papa seyrelmiş beyaz kaşlarını düzeltirken söyleniyordu ..kendi kendine....dinsizler kaplarsa bu yeryüzünü.....ne olacak bu roma papalıgının hali...ihtiyar bir adamdan kime ne......azizin en yakını isaya kısa bir başsaglıgı diledim....sami ve yunan diliyle...çok yazık oldu...dedi....üzüntüyle....aniden kaybettik...gecen hafta çok saglıklıydı....yürüyordu dimdik....fakat bazen böyle ortadan kaybolup gitmak rahatlatır bizleri....son yolculugumuzda kimler ugurlayacak ..görebilmek ....bizleri.....sanırım uzuın zamandır bunun çekiyordu özlemini....sonra sıralandık tabut önünde son saygımızı göstermek için azize... sıranın önündeki..şaşkınlıkla haber verdi birdenbire....tabutta aziz yok....ya uçmuş gökyüzüne.....ya da getirirken tabuttan düşmüş bir yerlere.....aman tanrım diye haykırdı tören sorumlusu.....yüzü dönmüştü bir kova beyaz küle.....dogduguma nasıl eminsem...yemin de edebilirim....eger geçerse gazetelere bittim ben ...bittim...tanrım cenazeyi nasıl kaybettim.....sendeleyerek...kalabalıktan kendimi ...açık havaya zor attım....bir agaca baktım..başlamıştı yeni tomurcuklanma ve çiceklenmeye.....ilkbaharda böyle tomurcuklanan şeyler...geleceklerine bu ağaç gibi daha çok güvenirler.....bir saman yıgımnın altında....yarı çıplak bir çiftçi....dostuyla aşk yapıyordu vahşi vahşii.....kadın acıdan mı ne bagırıyordu......susun dedim....biraz sessiz sevişin...aziz öldü....tören var ...siz de saygılı olun.....oysa ikisi de güldüler sözlerime......ölürse ölsün bize ne.....güneş gökyüzünde yükselerek parlamaya dev am ediyordu.....her zamanki gibi...ve asi dünya döndükce dönüyor...dönüyor...dönüyordu....sanki sonsuz gibi...aziz yükselmişti gökyüzüne anca.....yaşamsa devam ediyordu asiliklerle dolu ve arsızca......X.j.KENNEDY...turkceye uyarlayan masterbaton