siz duyamazsınız belki o da duyamaz ama dokunmayın hatıra sandık’larıma
kalayı eskimiş bakır ibriğin içi boş mu sanırsınız bir deniz dolusu yanık matemin sesi yok mu sanırsınız kurnasına biriken gençliğin gülüşlerin hasretinden ağlayan boynu bükük çeşmenin dili yok mu sanırsınız
"açılıp gelse şimdi yelkenlisi annemin" kızı yok mu sanırsınız
bohçasından çıkarırım naftalinli günleri nice düğümler atmış kınalı parmakları kaftanı var alı az yeşili bol işlemeli ve o gönül.. nasıl da hoş... alışveriş niyetli gagası uç uca gelen çifte kumru motifleri belli ki çok oyalanmış mendil köşelerinde sevdiğinin baş harfleri
aynasında gözlerimin buğusu konuşur saçlarım annemin tarağıyla söylemez mi sanırsınız sustu diye türküleri lacivert üstüne beyazçiçekli şalı da eşlik eder manevi sıcaklığa kaybolsa da kokusu gösteriyor kendini ipek keselerde karanfil d’işleri renk renk desen desen kumaşları nasıl da güzel örmüş elcağzıyla lifleri çetikleri sıralı yazmalar özenli kanaviçeler çileli çevreler ince işli danteller ben ölürsem ölürler
kuytu karanlığını aydınlatır sandığın telleri duvağı gelinliği o inciler küpeler kolyeler narin kolların bileziği büyük hayaller gibi kuşatır benliğimi
eflatunumsu pembe yastığının nakışı saten gece giyimi parfümü kolanyası yakışmaz mı sanırsınız fotoğraflarında babamın ilk hediyesi ipek topuz tokası
yaşam ağacı can kuşu hikayesi ölümsüzlüğü anlatır el dokuma halısı zamana meydan okur her düğümü ilmeği yürürüm yokluğuna dalgın ihtiyar gibi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sandığım şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
sandığım şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bu konu üzerinde defalarca konuştuğumuzu hatırlarım. Yabancı bilmez yüreğim bilir ve ilişir her hüzün düşüncesine varlığım. Annesizliğin vermiş olduğu o hüzün tabakası yanında olmasını istediğin paha biçilmez hatırları düşünmek ve gerçek olsun dediklerindi şiirde resmettiğin. Başkası görse boş, eski bir sandık. Kömürlükte işe yaramaz, belki de tahtaları nemden çürümüş bir sandık der. Atılması lazım gelmiş demiş ya üvey anne. Oysa o sandık o üvey anneye ait olmuş olsa ve o üvey annenin öz çocuklarında bıraktığı duyguyu düşünebilse. Yok işte… Bilirim o anneden kalma hatıraları. Ben de iki tane sarı çay tabağı var annemin çeyizinden kalma. Birde yarım asrı devirmiş el dokunası yün halı. Bazen çıkarır uzun uzun bakarım koklarım. Ne sevinçler, ne hüzünler, ne gülümsemişler sinmiş kim bilir..
canım birbirimizi etkileyen o kadar çok ortak noktamız var ki... bu yüzden sohbetlerimiz hiç bitmez...
bu arada, şey... ne kadar içselleştirebilirim daha da önemlisi hakkını verebilir miyim bilmiyorum ama hatıraları canlı kılmak adına senin o hüznün sarı tabaklarına bakışını koklayışını en kısa zamanda bir öyküyle kaleme almak istiyorum...
Güzeldi Asya her kızın sandığında gizlidir annesinin hünerli elleri Hatıra sandığını bizimle paylaşman güzeldi Herşeyiyle mükemmel bir şiir Yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun sevgiyle selamlıyorum yüreğinizi 🌹🌹 🌹
Bir sandıktan bir hayat türküsü... Bir şiir demiyorum bir türkü bu. Oldukça da hüzünlü uzun hava gibi. Beni de aldın götürdün. Hüzünlendim. Olsun hüzün de bir duygu. Hay yüreğine sağlık senin. Benim koca yürekli kardeşim.
bazen de kalem aslında olanı değil olmayanı düşlediğini kendini mutlu edeceğine inandığı hayallerini yazmak istiyor...
ortaokula gittiğim yıllarda evimize kalorifer döşettirdiğimiz zaman öğrendim kömürlükteki sandığın anneme ait olduğunu. bu bir yıkımdı benim için.. anlatması o kadar zor ki.. kendimi bildim bileli ben o sandığın içinden yukarıya üst kata tutuşturmalık odun taşırdım. bugün düşündükçe içim halen acır. dikkat çekmeyen tozlu bir sandıktı. içinde kağıt parçaları çıra filan... kaç kez elim değdi o sandığa anneme ait olduğunu bilemeden. ne zaman ki üvey annem artık doğal gaz bağlandı kömürlükteki şu pislikleri atalım... önce şu ananın döküntülerinden başlayalım dedi... ilk o zaman dikkatimi çekti... alıcı gözle baktım işlemeli oymalı çok güzel bir sandıktı. çirkin olsa kötü olsa eski olsa kirli olsa döküntü olsa ne, olmasa ne olurdu.
Üzdün gece gece bizi şiirden sonra bocaladım bu açıklamayı okuyunca şiir kurgu olarak güzeldi buruk içimde sandığına koymak istediğim bazı şeyleri bırakarak gidiyorum
Tüylerim değil beynim diken diken oldu adeta bunu okuyunca...Ne üzüntü yaşadınız kimbilir... Bazen sevdiklerimizden geriye bir iğne bile kalmasa da onların kalbimizdeki yerleri silmeye çalışanlardan çok fazladır.... Şiir etkileyici idi ama bu yazı daha çok etkiledi beni.
Bugün çok güzel şiirler peşpeşe geliyor gerçekten. Allah seçici kurula sabırlar versin diyorum kısaca.
Site trafiği bu saatlerde yoğun olmasından mıdır yoksa benim telefondan mı nedir, bir şiiri uzun yorumlamaya kalksam, sayfa kapanıp gidiyor, tekrar tekrar yeniden giriş yapmak zorunda kalıyorum.
Umarım bu kısa yorumu hoşgörüyle karşılarsınız.
Çok iyi şiirdi okuduğum. Şiirle ve saygımla her dem...
öncelikle şiirimi güzel bularak onurlandırdınız beni çok teşekkür ediyorum...
estağfurullah... yorumlara çok takılan biri değilim... kalemimi ilk defa okuyorsunuz... sadece "iyi şiir" demeniz bile fazla fazla yeterdi benim için...
Of of of, bu nasıl bir hazine sandıktan çıkan... Gözümün önüne geldi, danteller, tülbentler, kanaviçeler, havlular, lifler ve daha neler neler... Naftalın ve elma kokusunu duyar gibi oldum nenemin sandığın kapağını açarken... Ve annemin de üstüne titrediği herbir işlemeli etaminler, oda takımları vs. Halbu ki boşunaymış onca göz ağrısı. Hiçbirimiz de evlerimizde kullanmadık, o "çaputları" modern değil diye....
Bu ne şirin ve kıymetli bir gözlemdi..Bir de Livaneli'nın fon müziğiyle harıka bir kompoisyon oluşmuş sayfada...
Söylemem lazın: anlatım, kurgu, tasvirleriniz olağanüstü sadelik taşımakta ve okurken insanın ruhunu okşuyor imgeler...
Hep güzeldir kaleminiz ve hep yazınız.
Çok çok teşekkürler verdiği duyguya, sevgili Rü şairim. Sevgi ve selam ile.
Muhteşem ötesi bir şiir bu Başka bir siiri seçtim gün şiiri o yüzden seçemiyorum şimdi ama bayıldım yok böyle bir analiz böyle bir anlatım. Siz gerçekten çok iyi analizci ve en küçük detayları bile konuşturan deha bir şeysiniz sevgili Ebru. En kalbi sevgilerimle...
Her nostalji bir yadımızı saklar geçmişten ve taşır gözlerimize, buruk hatıraların yaşlarını döker için için... Şiir o kadar güzeldi ki okuduğum her mısra sanki beni taşımış mısralarınıza... Ne güzel herkesin sesi olmak ve yudum yudum içmek kanasıya... İçitim ve doydum hem de kanasıya can Rû'um anne sıcaklığı değdi yüreğimin kıyısına... Bu güzel yürek sesinize gönülden tebriklerim ve şiir yüreğinize gönül dolusu sevgilerimle...❤️🌹❤️
Eskilerde Çeyiz sandığının içinden çıkardı o naftalin kokuları özenerek yapılan iğne oyaları ve yastık işlemeleri... insanı maziye alıp götürüyor üstadem bu güzel şiiriniz... Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık... Saygı ve selamlarımla
Muhteşem!..Öyle bir yolculuk oldu ki bu geçmişe doğru..Sandıklar ah sandıklar.Ne anılar saklar..Tıka basa doludur onlar..Kokusu vardır ger bir anının.Kimi lavanta, kimi gül..Kimi sümbül,kimi leylak..Nereden ve ne şekilde bakarsan bak..Kimi silik kimi berrak anılar..Kaleminiz daim olsun gönül dostu..Sağlıcakla..Saygıyla..
Bugün okuduğum en güzel mısralardı, en güzeliydi onca şiirler arasında.
Beni annemin ceviz ağacından olan çeyiz sandığına götürdünüz; annem evde yoksa usulca açardım tek tek bakardım ve aynı şekilde katlardım.
Anlatım ve ayrıntılar kayda değer,kutluyorum kaleminizin izleriyle
ruhunuzun hassasiyetini...
Edebiyatın en güzel yanı, okuru içine çekmesi ...
Sevgilerimi bıraktım kaleminiz hiç bitmesin...🌸☘