3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
288
Okunma

Bana bak
Dev paralara sahip
Kendini beğenmiş
Yerden bitme
Uzun boylu cüce
Narsizmin boy aynasında
Bakıp bakıp durduğun
Pencerelerde
Ruhun hasta
Şimdi sen
Süleymanın hazinelerine
Sahip olsanda
Karun kadar
Her tarafından altın taşsa
Koyacak yerin olmasada
İnan
Bir pul etmezsin gözümde
İstemem
Bozdurup bozdurup
Seni
Koymam bile
Yamalı mintanımda
Sendende havalı cebime ...
Şimdi
Bunları sana
Kimse söylememiştir
Çıksın aradan
Bırak ulaklarını
Herkes ekmeğinin peşinde
Gözüme bak
Yüzüne söylüyorum
Aç kulaklarını
İyice dinle beni
Sarhoş gecenin
Çizik teninde parlayan
Patlayan
Bir kaza kurşunu izlerinde
İstemeden hayat bulan
Yoksa o senmisin
İsterik
Günahkar cenin
Ben var ya senin ...
Hadi lan oradan
Değilmisin
Kalbin gibi
Serin
Söğüt gölgeliklerinde
En avalında
Geviş getire getire
Bakarken
Bir tren kavalında
Yüksek lisans yapmış
Manda yavrusu edasında
Henüz olamamışken
Bir parça insan daha
Neyin peşindesin
Aklının ucundan
Bucağından bile geçmiyor
Amma
Kırmızı alevli şiltelerde
Yerin hazır senin ...
Bir balçıktan
Yaratılmışken acizliğe
Söyle bana ey hayvan
Kime bu havan
Kime bu fiyakan
Bu cakan
Dürüst ol
Kim yer
At terli
Hayatın yalan
Dünya cadısı
Atmış zincirlerini boynuna
Çakan bir şimşek gibi
Gözleri ferli
Baldırında patlayan
Her kırbaçta
Dolap beygiri gibi
Dolan da dolan
Git sende oyalan ...
Kutulamamışsın
İstemedin mi
Hiç
İstemedin ki
Hâlâ
Kibir halkaları takılı
Burnunun ucunda
Görmüyormusun
Kurutmuş
Keçi gibi
İblis sağmış yüreğini
Alçaklara sürğün
Çatal dilli sürüngen seni
Hiç düşündünmü
Yuların kimin ellerinde
Aciz benliğinde
Tapındığın ilahın
Zehirli bir akrep mi var
Bir türlü
Gitmez korkak ellerin
Bekçiliğe mastırlı ürkek ömrünce
Varamaz pinti ceplerine ...
Karanlıkta
Bir saman alevi ışığında
Senin tek dünyan
Ego mandırasında
Önünde durup bakındıģın duvar
Uçsuz bucaksız tundran ...
Aç gözünü
Zirvesinde sandığın
Dağ eteklerinde
Nefsinin meralarında
Otlayan eey hayvan
Hadi yaylan
Yaylalarda
İçtiğin ağu
Yediğin zakkum
Anladım ben
Sürüsüne senide katmış
Çobanın şeytan senin
Ey haşer’i kene
Suret’i kertenkele
Dilinimi yuttun
Hadi
Söylesene
Kimsin lan sen kim ...
Seni zavallı
Şimdi
Karnındaki gübreyi alsalar
Kabrine yetişemeden
Cılız bir üfürükle uçar balonların
Yalancı boya küplerine
Düşsende
Süslensende nafile
İnsan toprak suretlerde
Tevazü merdivenlerinden
İndikçemi yükselir
Yoksa Ateş gibi ğöklere
Çıktıkçamı mı alçalır
Nefsin ğözünü kör etmiş
Kime söylüyorum be
Aklın almaz
Kafan kalın senin ...
Küspende
Bir işe yaramaz
Kimin aklına gelir
Aramaz kimseler seni
Kaldırıp atarlar göz göre
Kokuşmuş çöplüklere ...
Başını kaldırda bir bak dağa
Nesin
Dünya cadısının koynunda
Çığlık çığlığa
İnorganik zirvelerde
Kendinden geçerken
Zevkli sefa içinde
Gözlerin şaşı
Vampir kalbine çakılı
Gümüşten kazık gibi
Parlıyor
Gözlerin ışıl ışıl
Sisli
Sözlerin
Bağırıyor
Yırtıyor ortalığı
En kahpe tonlarda
Riyakar resimlerde
Hep iki yüzlü
Çırak Ça / İbrahim YETGİNDAĞ
5.0
100% (4)