Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Çırak Ça
Çırak Ça

ARİFİM

Yorum

ARİFİM

( 2 kişi )

0

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

326

Okunma

ARİFİM

ARİFİM

Klavye kahramanlarına itafen ....

<><><>{ ARİFİM }<><><>

Heey
Oturduğu yerden dünyayı kurtaranlar
Hele bi kulak verin
Dinleyin
Size anlatacaklarım var
Bilirmisiniz
Kucağımda ne aslanlar Yatar
Ağrı
Nemrut
Munzur
Süphan
Cudi
Üfler acı acı nefeslerini
Yakar kavurur
Ateşler içinde tüm benliğimi
Aklımda
Zıvanadan fırlamış
Şirazesi bozulmuş
Kanırta kanırta
En delisinde kaşınmış
Kan revan içinde bitik
Zincirlerinden kopmuş
Kiymetli soruların yokuşlarında
Yitik cevapların izlerinde
Sırtımı dayadığım
Yorğun kayalıklarda
Serçe ürkekliğinde , gecikmiş
Menzilsiz sabahlarda
Kemirir beynimi buz gibi ayazlar ...

Hiç Isınmadı içimiz
Üşüyorum
Zemheri kaçkını dağ yellerinde
Savurur her yana bedenimi
Küllerimde
Zehirli bir akreb gibi
Sanki sokmuş sineme ellerini
Sıkar da sıkar ruhumu
Parmak uçlarında saplanmış
Kör bir bıçak gibi
Her nefes alışımda
Hala ciğerime batar
Kar kaplamış diyarlarda
Buza kesmiş
Aslanların altın saçlı Yeleleri...

Sayamadım kaç zaman oldu
Topladım yerlere düşmüş
Güllere hasret çileli bülbülleri
Sırtıma vurduğum güneşlerde
Bir bilsen
Kaç ömür soldu ...
Çek bırak
Çek bırak
Ben bıraktım
Bir türlü bitmedi
Taşları yastık ettiğim
Derin uykuların
Kilitli gardroplarında
Çıkmaz karabasan girdaplarında
Nefes nefese,
Kanter içinde
Korkulu kabuslarda sahipsiz
Münzevi bir çığlık gibi
Hâlâ bırakmadı peşimi
Vazgeçmedi
İçimde doldur, doldur boşaltların
Kesilmedi bir türlü
Çıldırtan ayak sesleri ...

Bir uçurumun kenarından
Uçsuz bucaksız koyaklarda
Tutuşturdum ateş böcekleriyle
Yaktım kalbimin her zerresini
Kül ettim sevdiklerime
Sağırmı olmuş tüm sultanlar
Göz gözü görmez bu gecede
Umursamaz bizi hiç kimse
Adım başı her destanda
Bildiğim tüm Luğatlarda
Lâl olmuş sanki tüm diller
Çıkmaz solukları
Tek/bir hecede bile ...

Vay senin
Vurdum duymaz ülkem benim
Yokmu
Kimsecikler görmez izimizi
Ufku yırtan izli mermiler gibi
Şu cennet vatana gözünü kırpmadan
Düşüp toprağa
Seve seve
Feda olan canları
Yoksa kıyametmi koptu da
Öldümü herkes
Aah ah yokmu lan
Yokmu
Bunca olup biteni bir yazan
Merkep yükünce bu kadar kelâmlarda
Bi deyin hele
Kim yazdı da
Mürekkepler tükendi

Hiç ama
Hiç kimse sormadı halımızı
El ne yapsın kör topal babamızı
Görmedi alnımızdaki
Âlımızda
Bir yıldız gibi parlayan
Kefenlere sarılı akımızı
İçerim kaynar
İçerim kazan
Kaynar İçerim kazan kazan
Kaynar kaynar İçerim
Bilmem
Hangi soysuz attı bu nar’ı ateşi
Erinme
Bir yol koltuğuna yaslan
Başını kaldırda bir göge bak
Bak
Gör işte
Duman duman feryadım arşa erişti
Yanar
Saman yollarında
Ağıtlarımın kıyısına vura vura
Tüter gider ömrüm ...
Uçuşur
Gözlerimde kelebekler
Alev alev
Dinmez
Bitip tükenmez
Hem sağır
Hemde dilsiz
Laftan anlamaz
Bilsen ne merhametsiz
Bir cehennem kaynar ki
Fokurdar kanım
Damarlarımda
Avaz avaz çıldırtan sızılar
Yeter be
Yeter artık
Bak
İçerim sanki arasat meydanı
Bir ananın evlatları gibi
Türkü,kürdü,arabı lazı
Zazası çerkezi
Nereye lan nereye
Görmüyormusunuz
Çıkarın
Atın şu at gözlüklerinizi
Yırtıp fırlatın
Okuduğunuz tüm sözlüklerinizi
Diyecek bir şeyim kalmadı
Tükendi kelimelerim
Bu elleri öpülesi yiğitlerin
Farkına varın artık ...

Yüreğim aslan mezarlığı
Koyacak yerim kalmadı
Sıkılı bir yumruk gibi boğazımda
Bir dokunsan bağrıma
Ta şurama geldi
Şimdi sıkar bedenimi
Genişler kabuklarım evren gibi
Vurur şavkında
Şah damarım kabar kabar
Kanlı gözyaşlarım , fırat gibi
Akar dolunaylı tepelerden
Kayar
Yıldız yıldız
Boğulur gider
Gözlerimde yakamozlar
Ağlarsa anam ağlar
Gerisi yalan ağlar

Bu vefasızlığın çarmıhında
Cefalara dağlanmış halıma
Dağlar dayanmaz feryadıma
Acır
Yerlere kadar iner zühre
Siler gözyaşlarımı bu dağlarda
Utanmadan
Usanmadan
Sıkılmadan
Her gece
Işığında
Öper alnımdan
Gözyaşlarım
Parlar
Pırıl pırıl
Bir tarla faresinin gözlerinde
Çakar
Dörtnala koşan Atların
Nallarından sıçrayan şimşekler
Cirit oynar benimle
Bu velveleci gecede
Şimdi
İstanbuldan uzakta
Boğaza karşı
Bir kahve tüter burnumda
Kıbrıs radyosunda orhan baba
Dilimde küflenmiş
Eski bir acı yara
Yarar sinemi bu dağ başında ...

Kurşun gibi ağır gecede
Bir mermi gibi
Düşer aklıma
Yanarım
Kanarım
Arif bir serde
Bilge bir Hiçliğe
Aah ulan ah
Ay doğmadan
Yetişseydin
Adam olsaydın
İlk atımda
Beni vursaydın
Bıraksaydın
Ben
Ölseydim
Bu kahpe gecede ...
Dilimin ucunda bir damla kan
Kim ulan kim
Kim
Artık kim durdurabilirki
İçerimde kopan kıyameti
Saydırırım jarjörleri
Gözüne gözüne
Cudinin tepesine , düzüne
Yağarım sağanak sağanak
Taşına toprağına çimenine ...

Bir gece vakti bu dağ başında
Anadan ayrı
Babadan ayrı
Yardan ayrı ...
Ayrılığa söz kesmişim
Gayrı önce vatan
Vatan deyiverip
Sarmışım taşını toprağını
Düğün etmişim
Çaldırmışım davulları
Sırtımızı birbirimize teslim etmişiz
Bir ağacın gövdesine bağlı dallarda
Şu gökuşağı renkleri altında
Kardeş gibi
Bağdaş kurup şu yer soframızda
Dudaklarımın kıyısına vurmuş
Çamurlu izlerimde
Kanlı çizmelerimde durulmuşum ...

Durmuş
Hayatım
Pıhtılaşmış bir damla kangölünde
Can çekişen
Boynu bükük gelincik yapraklarının
Karasında
On altı kör kurşun hârında
Kapkara yazgıların
Kıyılarında
Boğulmuş
Eremeden daha yazlara
Kırılmış ğoncalarım
Henüz daha baharında
Açmadan solmuş bir çiçek gibi
Sapsarı sonbahar yapraklarında
Kurumuş gitmiş
Çürümüş simsiyah sağ yanımda
Aah kalbim
Altı kaburgamın altında yaralı kalbim
Uzayıp giden
Perde perde
Platin suretlerde
İğneli beşik sedyelerde
Kanter içinde
Ölüm uykuların zirvelerinde
Cebelleşirken ve
Yeni yetme amansız bir vakitte
Zamansız saatlerde
Yâr
Yardan bırakmış beni
Düşmüşüm
Yaradan tutmuş beni
Bir varmış
Bir yokmuş
Düşmüşüm meğer
Düşlerden
Terki diyar papatyaların
Vefasızlığında
Dağ yellerinin sırtına tünemiş
Çakal seslerinde
Cırcır böceklerinin şarkılarında
Düşen her yaprağın,feryadı fiğanında
Ağlar durur
Eli kolu bağlı çaresiz fallar
Bir kılıç gibi
Dikilmişim
Dünya cadısının karşısına
Yürü lan demişim yürü
İt ürür kervan yürür

Gecenin karanlığında
Yurdumdan uzakta
Irak bir diyarda
Çakal sürüsü
Sırtlan takımı çemberinde
Ateşler altında
Şen bir kahkaha da dizilmiş inci gibi
Vatan toprağımın gülen yüzünde
Durmaz
Yürür kara gece
Yürür üstümüze
Bürür
Kara kara sürmeleri bedenimizi
Bir mil gibi çekilen gözlerimizde

Göklerden damla damla
Nurlar düşüyor yerlere
Gördünmü
Bak
Arzda
Otuz iki cennet namzeti
Heybetleri Hamza gibi
Sanki
Yürür bedrin aslanları
Tutar sıkar ümüğünden
Tükürür
Ölümün arlanmaz kahpe yüzüne
Titrer durur
Bir kayanın dibine sinmiş korku ...

Ey toprak yüreğini kabart
Ey Dağ eğ başını
Ey taş yuvarlan utancından
Heey hey bak nasılda
Kıskanır gökde melekler
Muhammedin askerleri geliyor
ALLAH der kalkar
ALLAH der yürür ömerim
ALLAH der düşer toprağa arifim
Alır sırtlarına kara kara taşları
Değmesin diye ayaklarına
Hepsi daha yirmisinde
Cennete giden bu kutlu yolda
RAHMANın merhametince
Yol verir karıncalar
Yol verir mehmetime ...

Bir şey olacak
Biliyorum
Ömer tedirgin
Bir ALLAH de
Ne olacaksa olsun
Bir avuç çapulcuya mı
Meydanı bırakacak
Muhammedin ordusu
Kefenleri giyinmiş
Ceplerinde son mektupların
Kurumuş mürekkeplerinde
Düğüne gider gibi güler ölüme
Başımız duman duman
Biz otuz iki adam
Adam gibi adam

Emir demiri keser
Her şey Vatan için
Bayrak için
Sana canım feda deyip
Düştük yola
Önümüzde bir köpeğin köpeği
İndik vadiye geçtik pozakiyi
Karşımızda
Kelğa
İkiz kızlar tepesi
Aklımda
Arif
Onun aklında yâr
Yârin adı can
Can
Sevcan ...

Arif
Arif
Arifim
Sana şifa olacak
Yok
Yok hiç bir tarifim
Çaresizim
Topraktaki
Kanlı izlerime basa basa
Hiçliğe mi ğözünü açacak
Dedi
Günahsız bebeğim
Aah bebeğim ah ...
Sen
Hiç değilsin
Herşeyimsin
Minik avuçlarında tuttuğun izler
Babamın vebali ...
Yol uzun
Gece yorğun
Yorğun gecede
Bekler
Salyası dizinde
Bilmem kimin iti
Kahpe pusularda
Sanki
Bir cehennem zebanisi
Köpek hırlıyor
Ömer dedi bu bir tuzak
Diyar’ı ırakta
Çöreklenmiş
Sinsi bir yılan
Adı abdülrezzak
Suriyeli bir arap yahudisi
Tim dikkatli eli tetikte
Tim cennetin aralık kapısında
Kara gecenin bedeninde
Yürüyoruz
En önde ben
Sırtımız arife emanet
Güneşin önünde
Eriyen
Aciz bir kardan adam değil
Boyu heybetli
Adam gibi adam
Kesiyor bizi bir kahpe
Suret’i nadan ...

Sıkıyor
Sıkıyor gece beni
Sıkıyor ruhum bedenimi
Bu yüzden
Bu yüzden ben
Palaska takmam laan
Bu ne sessizlik
Kimin bu densizlik
Susmak dilsiz şeytan işi
Edepsiz
Edepsiz
Susmayın konuşun nedir
Niye bütün bu olanlar
Anlatın
Ne oluyor lan
Ne oluyor
Ne ...

Çırak Ça / İbrahim YETGİNDAĞ
02 Haziran 2022

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Arifim Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Arifim şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ARİFİM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL