Birazdan güneş başını secdeye eğerken
Kâmer kıyama geçecek
Yıldızlar cemaat olup tâbi olacak kâmer’e
Sessizlik hükmedecek arza ve semaya
Sadece yüreğini aşkın Od’una teslim edenler
Yüreğine Yâr ateşi düşenler eşlik edecek Leyl’e

Sonra vaktin teheccüdünde
Zifiri bir karanlık çöreklenecek yüreklerimize
&
Gözler hâsretten Mütevellid yaşları dökecek Arz’ın tuvaline

Kalbimiz pür kuvvet kırkbin dil ile haykırışa dururken
Lisanımızın eli ayağına dolanacak
Dizleri titreyecek Yâr’in ismini zikredince

Ne kadar ney gibi anlatmak istese de
Latif naif hissiyatını lisan
Muvaffak olamayacak na mütenahi esma-i vedudu şerhe

Lâkin
Kalbimizden akan Tahkik-i aşk’a biçtiği yırtık Libasları haya ederek salacak kurak gönüllere

Aşk diyecek susacak
Hâsret diyecek susacak
Vuslat diyecek susacak
Umutsuz bir ahhh ile Ateş-i Suzan’a katık ettiği Hıçkırıklarla,
S’özYaşlarını yüreklere nakşedecek
Ahhh Binel Aşk diyerek Aşk-ı aşkın sahibine Şekva edecek

Ve seher vakti
Aşıklar Leyl’e meftun
Leyl aşıklara Beyt-ül Ahsen olacak

Ve sonra Secde’de
Havf ve reca ile Dar-Saadet’in kapısının Tokmağını vuracak

" Yarab yüreğime düşenin
Yüreğine düşür Ebed-ül Ebed Yâr ve Hayr-ı Mahz eyle "
Diyerek beyaz dilekçesini sunacak Fecr’de

Elhâsıl-ı
Yüzümüzde Yâr’in tebessüme sevk eden nur simasının hayali ile
Varlığı şükre ve dahi tebessüme vesile

Ahhh
Nereye baksak Yâr
Hamden Kesira sinem aşk elinde Fena Fil Hâr

Liyakat -