Çatal bıçakla kafiyeleri ayırt etmek gibi
Damdan düşercesine bir salkım üzüm güzelliğine
Tıpkı görkemini arayan Don Kişot erkekliğinde
Düşünde yel değirmenine saldırmak keyfiyle
Hassaslığında boyunduruk olan her insafsızlığa
Mizahın seyrinde
Kuşlar ardı sıra yakılan ağıtlara
İnanç küreleşmesinde dudak büken
Asi yetişkinliğinde
Tarihin verimliliğine mum yakılmaz
Ocağın her sönmesinde dizilen nesiller
Çamur karamsarlığına sığmayan her heykel zulmüne
Eteğime yapıştım
Devler saltanatında
Kurtlar kuşlar eşliğinde
Hazine avcısı olan romantizme
Kafatası yamalı
Her yerde arkam sıra dolaşan gözler var
Tapındığım her efkâra
Kuzular dağlara yayıldılar
Sakalın sıvazlandığına delikanlı bakışlarla
Esrarengizliğe tasalıyım
Şarabım aya hürmet etmiyor
Baygınım
Dalgınlığım dünyama sığmıyor
Sevincin çırağıyım bugünlerde
Düşlerimde Stockholm dağlarına sokulurken
Kızıl bir gömlekle arzularımı arayışıma saklarken
Masumluğun hanedanında
Dizelerime aydınlığımı taşırken
Izdırap defterime sızan duygularımda
Sarhoşum
Belki de bugüne, yarına, dünün şiirselliğine hayranım