7
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
758
Okunma

Sarılmak nedir bilirmisin can
Sağ yanındaki boşluğu
Altın bir kalple doldurmak
İçine çekmek bilmediğin kokusunu
Hissetmek hücrelerinde pamuksu dokunuşunu
Ilık bir sıcaklığın iğil iğil bedeninde akışını
Bilirmisin bir canın cana can katışını
Sevmek nedir bilirmisin can
Duyabilmek doğanın şarkısını
Görebilmek siyahın en koyusunda
Umudun dile gelmiş yankısını
Oysa ne bir saraya yakışırsın
ne de kurumuş bir ağacın gölgesine
yakışmaz yakıştıramazsın
eğer yoksa yanında sevdiceğin
Durulur içinde çağlayan nehirler
Çiçekler ram eder kelebeğin dansına
Yeşerir içinde uçsuz bucaksız çayırlar
İçinde atlar koşturur özgürce
Kendi içine sığamazsın
Kanatlansın istersin kalbin
Gidip konsun sevdiğinin yüreğine
Orda yaşasın orda ölsün
Kavuşmak nedir bilirmisin
gökten düşen damlaların
birleşe birleşe dere olması gibi
derelerin ırmakların birleşip nehir olması gibi
büyüye büyüye denizine koşarsın
çağlaya çağlaya gürül gürül çavlanlardan
benden bize doğru hummalı bir imecedir
bir bütünde biz olmaya doğru
o gün tepeden tırnağa sen kokar deniz
bir sebebim var dersin
yaşamak için vazgeçilmez bir amaç
zaman dediğin nedirki, gülüm
bak akıp gidiyor hayat
sen gelince çiçek açar içim dışım
konsun, nefes alsın diye
ömrü yorgun narin kelebek
al, ömrüm senin olsun gitme kal
yokluğun hilkat, varlığın Ab-ı hayat
ben eylül diyorum sen anla işte
Abdurrahman güleç