durduğum yerden aynı mesafeden evet evet bir halden ve yedi renk tozdan ...
farkındayım. giyinik aynaların yaşam çıplağından k/an sızıyor lakin, göze aldığım uçurtmalar var bu yüzden katlanıyorum kabartmalı göğe ve bir saatin başlangıç hızına
giz ve yönünü şaşıran kuşlarla t’aşınıyorum duvarda portreler sürçmeye başladığında dilimde sandık yüksek sesli ayrımlar yapıyorum ayrıntılardayım.. göze alırken her şeyi köşelerin ağır taşlarından sınıyorum kavuşumları içinden geçiyorum dağların birleşen ırmakların..
yüzümde kuytu lav ışığını sızan geceden telaşsız bir tarih zaman yaraları...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kelimelere üflediği duyguyla onları mecnuna çeviren kalemin farkındalığından..
Duygusal bir tutuşmanın uyandırdığı kıvılcımlarından, İçli bir kaynaşmanın şarkı söyleyen ruhundan..
Eşyayı ve yaşamı böylesine entellektüel bir göz ucuyla, şiirsellik kuramını soyutlanmış bir güzelliğe eviren şaiirin şiirindeki etkiden.. Bir çekim kuvvetinden.
İmgeler/ tasvirler nasıl bir düşünceyle senkronize edildiyse eğer! Bu farkındalığı anlamamak mümkün müdür ey şaire!
Bu sadece duygu, ilham ve olağan üstü bir şiir bilgisisiyle olacak şeyler değildir herhalde.
Şapkayı çıkarıp düşünmek, Bu şairi iyi anlamak gerek..
Daha önce de söylemişimdir bir şiirinde. Şiir kendisi için bir araç değil, adeta bir yaşam modülü, bir hayâl ülkesi, bir paradoks, bir sır sandığı.. Eee doğal olarak da düşünmeden edemiyor insan.
Düşünüyorum .. O halde yok olmak Yokluğun içinde de var olmak gerek.. diye düşünüyorum.
Tesbih çiçekleri kokusunu taşımış kelimelere. O kendine has aromasıyla Narkozsuz, neştersiz kalp ameliyatı yaparak insanın damarına damarına duygu pompalıyor..
Ruh teli böyle mi titrer insanın! Billurlamayla dolu bilimum renkler Bilimum güzellikler..
Hayat dediğimiz şey o kadar derin ki şiirler de olmasa o karanlığın içine hapsolup yok olup silineceğiz. Yoksa nasıl dinsin ölümcül ağrılar Yoksa nasıl boy verir fidanlar, kırık bir aynanın hiçliği doğuran yüzünde.
İnsan kaç kere şiirlerinir bu şiire. Üstümüz başımız şiir lekesinden geçilmiyor. Üstümüzde maviyi soluyan kuşlar Karşımızda dili sürçen portreler.. İçimizde bir dağın karanlığı, bir nehrin folklorik sesler korosu.
Farkındayız elbette Bi haber değiliz çünkü şiirden. Anladınız mı şimdi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.