9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1558
Okunma
Hasretin gün be gün işliyor içime
Bilesin!
Gecenin kasvetine sığınıyorum
Özlemler... bitanem!
Özlemler otağ kuruyor şehrime
Yoruldum sensiz çıktığım hayat yokuşlarında
Beklemediğim bir an’da...gel!
Çık gel n’olursun.
Gel de tutsaklığım son bulsun
Gel de kurtar yalnızlığın hücrelerinden;
Prangalara sürgün ömrümü.
Gel de kucaklayalım acılarımızı
Umutlar ellerimiz de çiçeğe dursun
Bin yıllar sonraya, rastlasa da gelişin...
Yine de gel.. illaki gel!
Gel n’olursun.
Kara yağızım, adamım er’im
Gecelere sığmıyor ki özlemlerim.
Dayanılmaz sancılar dolaşıyor damarlarımda
Bir kısrak şahlanıyor hırçın ve asi;
Uçsuz bucaksız ovaların kıyılarında.
Çamurlu sular yürüyor koyaklarıma
Bir dağ menekşesi soluyor..
Papatyalar ağlıyor güneşsiz kuytularda
Ve bir kartalın pençesinde yüreğim;
Gözlerim de hayâllerim kanıyor.
Saçılmayı bekleyen tohumlar...
Ellerim de kurudu.
Evin’ler yeşermez...
Başağa kalkmaz mı artık?
Ayrılığı yazan rabbim!
Adımızı vuslata yazmaz mı?
Kan revan içinde kaldı ömrümüz...
Yaralarımız kabuk bağladı
Hasta yüreklerimiz iyileşmese de
Hayâllerimize yeniden sarılamaz mıyız?
Habersizce çık gel n’olur! ..Beklemediğim bir an’da gel!
Çık gel! ..
Olmaz mı? ...
06 Ağustos 2008 / 01; 30
Emine Genç