1
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
446
Okunma
seni de beni de öldüren idi kader dediğin!
göğsümü yeniden vermek istedim tanrıya
benim göğsüm göğ gibi çığ gibi çiğ gibi
ezip geçti bütün çiçekleri
büyütmek istediğim yavrularımın
ve onları doğuran fahişelerini de
hayat usûl usûl bir hayat kadını
beyoğlunda kapanıyor bacak aralarımız
bu kapanış ağdasız ve ekşimtrak bir tuzlu bekleyiş
ağdalı ve pürüzsüz bir gökkuşağına doğru
ah bu yakarışımız ve yıkanışımız yedi tas hamam suyu
temiz bir sünger...
ah lanet olası nietzsche yine overdoz kaldırımda
az yüksek ökçelerde inleyen yalnızlık
sakız eriten!
göğsümü vermek istiyorum tanrıya
yaktığım yatakların sızlatan dumanı ile
bu içdüşüş avuçlarımdan ve çizgilerimden
tam tamına yedi jilet kesiği
tam tamına on ikide gecenin yarısı
tam da tamtamlar çalarken ilahi tragedyanın
tamtane dil tam da susar en yerinde açılmayan kapıların
ve
yükselen balkonların karanlıklarında insanlar ölürken
sakın büyük oyun olmasın
sakın büyük oyun olmasın
tanrım bir ses ver
tanrım bir ses ver
tanrım orada mısın
tanrım duyuyor musun
tanrım çocuklar ölüyor
bunlarda kaderi diyemezsin
tanrım insanlar ölüyor
bunlarda kaderi diyemezsin
efsûs
efsûs!