Umudun gölgesindeki çocuklarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın kaç kez iç geçirdim seninle birlikte yaşayamadıklarımıza, kaybolan yıllarımızı sorguya çektim.
Sensizliği senelerce ruhuma nasıl giydirdim, özledim dedikçe kaç büklüm oldum, yokluğunu ağu gibi nasıl yudumladım, yüreğime sevdanı kement ederken, olmayışına milyonlarca acı sığdırdım bu .. işte seni böyle böyle içimde örtbas ettim.
Mazbut bir şiirin heybesinden,
kanıyorum bu satırları. Yargısız, İnfazsız Sorgusuz asılıyorum düşlerimden. Ellerimi bıraktığın yerde Düş/tüm hayallerimden. Anladım ki; Yoksul, kimsesiz bütün kederleri sahiplenmeyi and içtim ben. Sahi, bir yürek alevsiz yangınsız nasıl yanıyordu?.. Nasıl dimdik durabiliyordu ayrılığın çemberinden geçmiş bir beden!? Veya görünmeyen yaralarımız nasıl kanıyordu?! Belki sığamadım bendime ama, Bunların hepsini bir bir öğrettim kendime. Seni özlediğim o günlerde; Ayrılık, ölümle eşti sanki. Ruhuma hüzün mayını döşenmiş gibi. Durmadan ağrılı sancılara yürürdü ayaklarım. Acısından ürürdü göz kapaklarım. Hasretinden, kalbimi hep kan bürürdü. Sen gittin, Bütün çiçekler uzun bir müddet baharlara küstü. Sen gittin, ölecekmiş gibi oldu çoğu renkler. Öyle hemen değil. Bugün, yarın, ertesi gün değil. Üç beş ay değil. Yıllar sonra. Zamanla; devrile devrile kalktı ayağa güçsüz yanlarım. Meğer kuşlar ne güzel uçuyormuş, Gökyüzü çok yakın imiş ellerime. Kaybettiklerimi düşünüp, Mutsuzluğun gözlerine gülüşümü astım. Güvercin kanatınlarına, Öpücükler kondurdum. Dondurdum kötülük pusulasını, diktim onca huzur ağaçlarını, acıların üzerine. Ezgin ve üzgün çocuklar, Gölgesinde sere serpe uyusunlar, Dallarından umut kopartabilsinler diye. Köln 22’12’21 01:45 |
Şiir güzel
Fon güzel
Diksiyon güzel
Yorum harika
Sizi tebrik ederim
Hayırlı çalışmalar dilerim