3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1077
Okunma
Önce gökler sonra yeryüzü yaratıldı
Sıra altın halkaya geldi
Tanrı hitap etti yeryüzüne:
“Senden insan yaratacağım!”
Mikail, indi dünyaya vardı dört bucağa
Kırmızı, beyaz ve siyah toprak alıp döndü
Cennet günlerinden Cuma idi
Şeytan ve melekler yığılmıştı seyre
Çamura çevirdi yeryüzü toprağını
Cennette yarattı Âdem’i Tanrı
Genç bir delikanlı; bir bahar dalı
İnsan bilincine kavuşunca Âdem.
Çevresine baktı, her ne gördü aşina
İlk sözü kanıt oldu yaşına başına:
“Elhamddü lillahi Rabb’il’âlemin.”
Silkinde gökler silkinde yer
Heyecanla fısıldaştı cümle varlık:
Bu gelen Tanrı yakını!
Ebedi giydi varlık tacını
Tanrı hitap etti, ey Âdem:
“Ben kimim?”
Secde etti Âdem:
“Sen, Sen’den başka ilah olmayansın”
Tanrı öğretmeniydi gül yüzlü Âdem’in
“Dön de selam ver dedi meleklere”
Âdem, güneşti; ısı ve ışık verdi
Baktı nur yüzlü meleklere
“Esselâmü aleyküm!”
Melekler elma çiçekleri gibi kaynaştı:
“Esselâmü aleyküm ve rahmetullah”
Tanrı buyurdu iki âlemin güneşine:
“Rabbin sana rahmet etsin, ey Âdem.
Kâinata Halife yarattık seni madem
Anlat mahiyetini senden sorulur âlem!”
Eşyanın hakikatini izah etti Âdem
Tanrı, meleklere buyurdu:
“Haydi! Secde edin Âdem’e.”
Sonsuz sayıda varlık
Varlığın zirvesine hayran
Gönülleri bayram
Âdem denizinde oldular yakamoz
Secdeye kapandılar coşkuyla
Bir tek kıyıda İblis
Bir tek İblis muhalif:
“Ben ateşten, o çamurdan!
Secde etmem candan
Hayırlıyım ben ondan!”
Tanrı işlerine karışmak!
Kibir, gurur, azgınlık, kıskançlık!
Melekti! Âdem oldu ayna
Gözüktü Âdem aynasında şeytan!
Cennetler Âdem’in yurdu
Tanrı: ‘Evindesin!’ buyurdu
Buyruğunu varlığına duyurdu
Âdem! Boyu ve boynu uzun
Saçları kıvırcık benzi kırmızı
Gözleri ışıklı ve büyük
Sakalsız yüzü dolunay
Her şey emrinde
Her işi oldu kolay
Kalın baldırların taşıdığı
Ayakları kuşkanadı
Yürüdü zevk sürdü yurdunda
Melek kanatları ardında
Onlar ettikçe tarif
Âdem cennetine oldu arif
Nilüferli bir göl kıyısına oturdu
Düşündü: ‘Cennetlerim kalabalık!
Lakin niçin yüreğimde büyüyor yalnızlık?
Tanrım! Neden tekim?
Olsaydı benim de bir benzerim, bir ekim’
Melekler hisseti Âdem’i
Hüzün yağmurları ıslattı cennetleri
Uykuyu ve düşü yaratı Tanrı
Âdem’i uyuttu, düşünü uykusuz bıraktı
Âdem’den bir Havva yarattı
‘Uyan artık!’ dedi Tanrı
Havva ile uyandı Âdem
Bu ne tatlı bir düştü
Gönlü sükût bulmuştu
El ele tutuştular
Cennetlerine koştular
Meyveli bir ağaç gösterdi Tanrı
Buyurdu: ‘Yiyip için cennetlerde
Bunun meyvesinden gayri’
Kibir, gurur, azgınlık, kıskançlık
Kanatlarını açıp indi yanlarına şeytan
Nice gözyaşı ve dil döktü fettan
Dedi: ‘Ebedilik yok, siz öleceksiniz
Cennet nimetini kaybedeceksiniz!’
Şeytan sözü verdi tasa
Âdem Havva düştü yasa
‘Bir çare var!’ dedi İblis
‘Ben size dostum halis muhlis
Tanrı adını anarak söylüyorum
Size yasaklanan meyve ebedilik meyvesi
Yiyin onu, sürsün cennetteki krallık’
Fayda görmediler nedametten
Çıkın emri geldi cennetten
Kapandı cennet kapıları
Dönüş için açık bırakıldı
Açık bir tek tövbe kapısı
İndirildiler gökten yere
Âdem, Havva ve Şeytan
İşte meydan işte imtihan
Cennete dönüş için
İnsanla indi din
Kibir, gurur, azgınlık, kıskançlık!
Şeytan gibi gütmemeli benlik
Ey insan! Tövbe et, tövbe
Bil ki şeytan ve yoldaşı kahpe
Tanrı, açık bıraktı tövbe kapısını
İnsansız koymadı cennet yapısını
Yoksa değil şeytanı yenmek haddin
Hak din ile yurduna döndü ceddin
M.Talât Uzunyaylalı
5.0
100% (5)