2
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
693
Okunma
siyah yıldızla yanık otlara bakar
göğsümün susuz yarası...
içimin uçurum derinliği
vaktin ışıklı suyuna ırmaklar durur
sessizliğin mavi uykusunda dudaklarımın ıslığı
gece gözlerimin gizli koyunda
harlı narla ayaza büyür
çılgın bir dağ doruğuyum
ağaç ve buz kırılganlığında ürkttüğüm duvarlardan saklıyorum yaşımı
yorgun düşlerin boşluğuna kalkan
göç tenin iklim çadırı yüzümün haritası
içimde gölgesiz takvimlerin kuruyan yaprakları imge kumaşıyla susmayı öğrenir
yoksul avuçlarımın saklı sarnıçları
ince sızıda sancılanırken
uyanır saksılarda begonya
yaşamın tohumundan geçerken
sandığıma ölür yokladığım kaçakların
kıyı tartısı..
Ahh umudu bulmanın yolculuğuna büyüyorum
bir girip bir çıkıp kapılardan...
her gün başka bir sırla kanatlandığım
küllenmiş sözcüktür uçurtma tepeleri
yeşilin ve karanlığın saçlarını tarayan
aşk yurdunda çiğ rüzgar
ruhum dağ eteklerinde buğulu çiçek
Ey içinden geçtiğim zaman
bana bir ay akşamı alıcı kuşla gel
......
5.0
100% (13)