12
Yorum
52
Beğeni
5,0
Puan
1160
Okunma


Bütün çiçekler gibi susuyordu
Durduğunda zaman
Vakitsiz ayrılmasaydın yüreğimin rıhtımından
Kudüslü bir zeytin ağacının bağrına
Kazılacaktı adımız
Yüzünü aydınlatan içindeki çocuğu
Germeseydin çarmıha
Masallara özne olmayacaktı Ankalar
Ve benim en nazenin hislerimi
Almasaydın ayakların altına
Sararan kasımlara şarkılar söyleyecektik
Dudakları kanatan eski bir hikayeydik
Sandıklara saklanan
Elenmeseydi kalburumuzda sevdan
Ahdimize kan doğramayacaktı devran
Susturabilseydik ruhumuzun borozanlarını
Ayrılığın kokusu sarmayacaktı aklımızı
İmgeler solmayacaktı mısralarda
Kanı çekilmiş şiirler sağırlaştırmayacaktı kulakları
Maviyi kınalayacaktık ufkumuza
Dalacaktık ateşten denizlere
Doğan günle birlikte
Sararan kasımlara şarkılar söyleyecektik
Damarlarımızı ateşle beslemeselerdi
Gül rengine göz kırpmayacaktık dünyanın
Bekleyecektik telgraf tellerinde son nefesimizi
Sürgün verdiyse yüreğimiz zemheri vaktinde
Gamzesinin çukuruna düşmemizdendir
Gönlümüze usulca konmasaydı incir kuşları
Şirazemiz su gibi akacaktı
Mecnun’u olmayacaktık o şehla bakışların
Yıldızların cümlesini alıp koynumuza
Dizlerinde şirin uykular düşledik
Ve durdu zaman
Bütün çiçekler gibi suskun
Bekledik milyonlarca yıl
Bekledik yüreğimiz ağzımızda
Tebessümüne gark olsaydık talihin
Saçlarını taramayacaktık çilenin
Şimdi ölüm meleğinin girip koluna
Sonbaharı silkelemeden üzerimizden
Dudak ucuyla da olsa
Cümle düşkünlerin dört bir yanda
Bal gözlerinin şerefine
Sararan kasımlara şarkılar söyleyecektik…
5.0
100% (27)