1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
275
Okunma

Ömrüm
Çıkmaz sokakların derinliğinde
Sefil Melodramlarına çağıran
Hayatın yere batan yol kavşağında
Yüzüm düşmüş,savrulmuş
Sapsarı bir sonbahar akşamına
Dökülmüş kuru yapraklarında
Gözlerim
Takılı kalmış, Sarı ışıklarda
Çivilenmişim bahtımın girdabına
Mat renkli Ruhsuz bir ceset gibi
Bekler dururum hep dik yokuşta
Gözlerim sarı ışıklarda
Ne yeşil yanar gülüp geçeyim
Ne de kırmızı yanar düşüp öleyim
Yakar sarı sarı alevlerde
Ya yüreğim
Ya Şu ihtiyar cesette sıkışmış
Beni parçalayan
Yüreğimin duvarlarını yumruklayan
Çizip çizip ,Her çizikte Gün sayan
Hücre hapsindeki Afacan çocuğa
Şimdi ben Ne diyeyim
Bulut bulut nemli gözleri
Elinden şekeri alınmış gibi
Her dem ağıttır sözleri
Kendim kocadım o büyümedi
Derdi kederi geçtim de
Bi onu Büyütemedim
Şimdi ben neyleyim
Elmalı şeker gibi
Ellerine güneşi mi vereyim
Avare bir anıt gibiyim Arafta
Yolunu kaybetmişlerin çarptığı
Ortadayım
Bir kanıt gibi tek başıma
Budalı ellerim ayaklarım
Lâl avazlı Bir totem gibi .
Ruhum kanat vursa yeşile
Cesedim yanar kırmızıya
Sarı alevlerin ellerinde
Yandı kül oldu kanatlarım
Bekleriz hep beraber sarıda
Elimde,Yüzümde,gözlerimde
İçimde, dışımda Aah ulan ah
Kesilmiş cezam her tarafda
Avare dolanmak bu cesetle
Ne etsek,Mahkemeye versem
Bitmez bu dava kıyamete dek
Kim kime hesap verecek
Bir karar çıkmaz hiç bir Celsede
Çırak Ça
5.0
100% (2)