23
Yorum
57
Beğeni
5,0
Puan
1247
Okunma

Düşük kollarda uyuyan çocukluğum
yeni doğmuş aşkın cesediydi
çıkıp geldi geçmişin enkazından
kavuşmanın sonrasızlığında
gezindim bom boş sokaklarda
kendi yankımla kala kaldım
eldesizliğin karanlığında..
Hanımeli ve akasya soludum
bitirdi hasreti kır çiçekleri dudaklarımda
dünü bugüne bağlamak istedikçe bir şiire
düşlerin de bir sınırı olmalıydı
ç’evrildikçe gerçeğe
büyülü sözlerin tümünü
kaybetmeden içimde..
Kalem olup zamanı tutmak istedi ellerim
eskileri alıp yıldız yaptım saçlarıma
gizledim acılarımı
yaz manzaralı bakışlara
sevda kürekleri çekti
göç zamanı sevdamın gemisini
göğsüme bastırdım kırılan her şeyi
mey döktükçe toprağım
mest oldu tan yeri
kendi kışımda donsa da mürekkebim
içimdeki güneş eğirip büktü kelimelerimi
sözümün şafağında
sarıya boyandı imgelerim
kadınım dedim karanfil kıskandı
özgürlüğüm büyüdü ay ışığında
Kanatlarımda yeşil bir ırmak aktıkça
yakınlığını hissettim her sesin burada
kaybetmeyi kazanç bildim bazen
kayboldukça bir yüzün dalgınlığında
Yenilmez gölgeleri örtündükçe üzerime
bir öyküye bir gök yüzü ekledim
her maviye bir şiir..
emekleyişim sözsüz ıslığımdı
erkekçe kaybedip kadınca ağladıkça..!
Ferdaca
5.0
100% (33)