0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
508
Okunma
Bir hüzün sisi çökmüş geceye
Gelen bu melankolik Eylül’le
Ağaçlar küskün geçmiş güzel günlere …
Dökülüyor sararmış yapraklar
Tek tek hüzünle Eylül’e
Kütüphane olmuş yapraklar
Ormanlar içinde!
Kurumuş gönül ağaçları bu mevsimde
Bilmem ki, neye benzer
Mevsim savaş açmış kendine
Vurgun yemiş saçlarıma benzer
Söylemediğim sözler kalır geriye
Hüzünle içimde …
Bir hüzün sisi çökmüş geceye …
Hani o muhteşem mehtap ve yıldızlar nerede
Daha bu gün Onu Eylül’ün
İçim dolu dize dize hüzün
Düşündeyim yine her günki gibi
Bardak boşalmış, doldurup getirsene!
Bir sızı çöker içime
Uykusuz geceler de …
Seni düşünürüm, tapulu senet gibi
Hükmettiğin yüreğimle!
Ağır ağır geçiyorum;
Yorgunluk çökmüş üzerime
Bir mevsim ölüyor acılarla gözlerimde
Adı Eylül söyler kendi şarkısını
Bülbül diliyle …
İşvene kapıldığım rüyasız gecelerde
Gece mi karanlık, yoksa yüreğim mi?
Aslımı kayıp ettiğim bu mevsimde
Bir hüzün sisi çökmüş geceye
Gözlerim buğulanır senin büyünle
İksirini içerim ölümüne …
Yapraklara benzer ömrüm,
Çürür giderim her gün biraz daha acı içinde
Düşüp geliyorum işte peşine
Sür ellerimi o nurlu yüzüne
Bereket olsun gözlerimizden akan
Yağmur niyetine …
Bir hüzün sisi çökmüş geceye
Yüreğim ise gümbürder Eylül hüzünüyle
Döner giderim, girdabında ömrün
Gözlerini seyrede seyrede …
Hasan Hüseyin Arslan - 10.09.2021
5.0
100% (2)