3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1708
Okunma
prometheus oydu...,
bana geri dönecek kadar....,CESURDU!!!
seni tanımadan önce gezmiştim
Senin şehrinin sokaklarını..,
Şimdi soluduğun o havayı
Sensizken içime çekmiştim…
sensizken oturdum senin şehrinin kahvelerinde..;
bir çay söyledim.., bir aşk söyledim
bir hayat diledim….
Sadece çay var dediler..,kabullendim…
Benim olmayan yüzlerde baktım gülüşlerine…
Bir resminin peşindeydim aslında
Yanımda taşıyabileceğim..,yanım diye adlandırabileceğim..
Yanımla bir bütüne dönüşebileyim diye!
Kalbimin topraklarına geçerken ruhum,
İlk kez hayata dokunuyordu beklide…
Sevmek,dünyayı tahrik etmekti..,bu açıktı!
Benim sevda niyetine ördüğümse
Kirpik kalınlığında bir atkıydı…
Üşüyen sevgililerin
Gözlerine saracaktım o atkıyı….
Bir anahtar deliğinden sana akıyordum
Evet seni bir patlama halinde sevmiştim
Korkuyordum!..
Ama tanrıların elindeki ateşi çalmak istiyordum yine de…
Hatırlıyor musun;
Sahile vuran o dalga gibi sevişmiştik seninle..,
Sen dalganın mimarı…,ben sahilin sahibi…
Mavinin onca tonu içinde boşluğa düşmek kolay!.,
Bu gün de
Herhangi bir hava boşluğunda
Aşkınla doldurur musun sessizliğimi…
Çünkü ben şimdi hep seni düşünüp
Hep seni uyuyacağım..,
Seni susup seni konuşacağım…
Kahverengi ve sarı saçlarının şiirlerini ben yazacağım..,
Mavi gözlerinin şarkılarını…
Ve artık korkutamaz beni
Tanrıların elinden çaldığım o ateşin sıcaklığı!