3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
883
Okunma

geceye uzatmışım,
yerçekimine inat direnen
sessiz çığlıklarımı da alarak...
uzanmak için tepesine,
erimiş kışı omuzlayan dağara
ve çığlığıyla susmaların
ardında durarak
köhne ve yitik saatlerin;
ve kum saatlerinden geçerek
sek sek oynar gibi...
masum bir çocuk zerafetinde,
kırmızıyla siyahın uyumuna inat
ve kanımdaki kırmızılığı bile
atarak bu gece
sarılara boyayarak belkide
morlara,beyazlara,lilalara...
ama illede kırmızıya inat
uzatıyorum bu gece kanımı
ve hoyrat yüreğimi
soluk rüzgarlardan kalma
bir kış bitiminde yakaladığım
mutluluğuyla belkide
ve belkide
geceyle kaderimi nişanlayarak,
tek bir direnişle
gecenin hükümranlığına yapılan...
geçtim en başına
toprağın ve yeşilin masasına...
uzandım sereserpe yüreğimle
kendini nadasa çekmiş,
toprağın bağrına
ve ağlamaklı çocuğumla yüreğimdeki
ve sesiyle içimdekinin
sabır kısaltmalarının heycanıyla
toprakla bütünleştim,
yeşille eridim bu gece
onların sesiyle seslendim,
gökteki her bir meleğe
ve elerimi dokundurarak,
o kara berekete
aldım tek tek sitemlerini
ucu bucağı yamalı heybeme
üzerinden en son geçenlerinse
acısı hala kara mühüründe
hoyratca ve acımasızca
çiğneyerek her bir yavrusunu
ve selamıyla geçenlerin
dilde söylenen;
birkaç kelamla belkide
yetinerek ve söylenmek için söylenerek
avunur sesiyle sessiz geçişlerin
izliyor bir bir geçenleri
bu dram filmi ise zihninde
hayata destan bağışlayan
karalamalara inat
mütevazi ve mağrur bir nidayla,
bağışlıyor en taze hayatı
adsız kahraman endamıyla
mağrur duruşuyla kara bebem...
nice bastığı bağrına,
nerdeler ya şimdi?
gerek namerdi gerek merdi
hepside artık nafile
ne gelen var ne giden
be hey kara cübbem
bu gecede ben geldim
naçiz yüreğine
al benide kara heybene...
YASEMİN MEMOĞLU
TELİF HAKKI SAKLIDIR...