2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1147
Okunma
biri var
emirganda çay yudumluyor
dalmış gitmiş en son vapura
vapursa;
en son yolcuyu alma tasasında
denize doğru bakar
en son baktığıyla...
en son baktığının,
resmiyle gözlerinde...
alır denizin sesini
en taze hücrelerine
ve bir offff çeker
maviye tutsak gözlerini alarak içine
ve eğerek kaşlarını
en dertlisinden
erimiş bir kışı hatırlatsada
mavi yüzlü dalgalar;
o izleride alarak sağına
mavileşir duruşuyla,
hayatındaki her bir sahra;
ve sahradaki her bir vaha
bir serçe var
emirganda marmarayı özler
ve üşür minik yüreciği
taşıyamaz hayatın sesini
ve hücresine çekemez adam gibi
en taze sesleri,
ve denizin verdiği nefesi
eski seslerdir serçenin istediği
ve hasretle dilediği
taşır adamın sesini
kalmasada sabahtan kalma mecali,
sevdasıdır adamın tek derdi
denize dalarkenki hayali
ve adamın derdi
artık serçenin de derdi
ulaştırılmalıydı sevdasına sesi
bir sandal var
alafranga motorlara inat
direniyor modaya
saatler vurdumu akşama,
sevdalıları alır koynuna
akşama varana dek ne yapar ya?
o vakit bakar adama
ve adamdaki tasaya
dokur tek tek sandalına
ve denizin kulağına okur
işLediği her bir motifi
serçelerle belkide
dokur kanatlarına şiirlerini
alıp götürmesi için;
adama sevdiğini...
bir adam ,bir serçe ve bir sandal
adam ağlar
sandal kanar
serçe ise yana yana sevdalısını arar
denizlerse,
artık dolmadan taşar
belkide başka baharlara saklar,
en taze nefesini
en sevdalı rengini
adamın derdi,
bağlamaz belkide
ne denizi ne kimseyi...
YASEMİN MEMOĞLU