16
Yorum
40
Beğeni
0,0
Puan
823
Okunma

gece yarısı bir çocuk flüt çalıyor
düüt düüt düt gibi bir şey
canı çıkıyor notaların
ağır aksak
bense sokakta benden başka kimlerin yürüdüğünü
kimlerin tökezlediğini
veya yaşamaya çalıştığını düşünüyorum
kim geçti alnacıma ( halam böyle derdi )
şeytan mı melek mi?
bilirim ilerde bir durak var
dur durak demeden koştuğumuz
birileri yedi koldan itekliyor
biri ayağını uzatıyor eşine- ayakkabımı çıkar diye-
odayı öksürük tutuyor, duvarları çatlıyor
sıkışın biraz daha dolmuşa der gibi
kaç kişi sığar bu yalnızlığın içine
dumanlı bir tepesi var
karlı yamaçlar
kendimden iniyorum aşağılara
yalnızlıktan daha zor kimsesizlik
yaşadığın yılların merhabalarını topla gel
bütün acılarını ez havanda, iç hazırla
birlikte pişirelim sevgi aşını, diyesim var
sevgi deyince rengi kırmızı
solgun düşlerin içinde bitti
iyice kalaylandı söz
asi bir çiçek açardı
içerdekiler mi, dışardakiler mi mutlu?
bu bozuk, acemi notalardan anlaşılmaz
ben kalsam mı içimde, dışıma taşmaya çalışarak
yoksa sokakların tozu mu öksürtse
millet kımıl kımıl kurt gibi
ayrılmıştır sürüden
tek başına değil kılavuz koyun
çıngırak sesi duyuluyor
sahibi var dağ başının
diyemedim
ikisi de sıkıntıdan
sokağa dar atar düşlerini
bir Kızılderili ruhu dolaşır tepelerinde..
01. 04. 2013 / Nazik Gülünay