20
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
1594
Okunma

ne’n kaldı Anadolu’m
çöp topluyor çiftçi
eli oyalı kadınların
topuzlandı çemberleri
yaşmaklar zedelendi
ince pırıl pırıl derelerin
güneşli ırmakların
yıkanamaz oldu suyunda
çocuklar büyüdü de
dağlara çıktı
kaynak açmaya
gerildi bereketi toprağın
ne’n kaldı Anadolu’m
kurutuldu tütünün, pamuğun, zeytinin
kıyılarını yabancılar kaplamış
sürmüşler insanını kendi köyünden
onların denizler, dağlar, tarlalar
halk göçmen mi yoksa yurdunda
neye el atsa
onun değil
nerde yaşıyoruz bu belli değil
emir nerden
baş nereden?
iyi güdülmüyoruz biz koyunlar
sağa sola sapıyor kimimiz
kimimiz elinde sopa, kardeşini dövüyor
vurup öldürüyor kimi
dalıyoruz meyveli bahçelere
çalılarda kalıyor yünümüz!
eski Anadolu değil bu Anadolu
gözü tok, karnı doygun
odalarda oturup dert eğiren
gözü pek yiğitlerin oyun kurduğu
birbirine maniler yazan
sevgiyle yürekleri seğiren
toprak kokulu
bir elmayı paylaşan!
değil Anadolu
tv başında mıhlanan halk
bilmiyor dışarda neler oluyor
nasıl yayılıyor bu koyunlar
kim çevirir bu koyunları
doğru gittiği yoldan?
ne’n kaldı Anadolu’m
kurudu otlakların
sap saman elden gelir
gâvurun davasını güderiz
kalır cümle davamız
yarıda, yarınlara!..
22. 10. 2013 / Nazik Gülünay