5
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
733
Okunma
Sakin başlıyorum güne
niyetler fincan soğu telveden yana iken
ve başımı göğe erecek bir sevdanın varlığından
bi habersizime ne diyem
erişkin bir ıslaklık alnından iner dudağa
bulutlar öncelikle yağmuru dizlerinden sallayıp,
usulca topraklar
belki de uyur büyürüz hep beraber
kim bilir
yaradılış önce çamura sonra leğen kemiğine
dedikçe
sus ellerine düşük doğan hissi kaybım var
onlarca
belki de binlerce
çığlık eş kenar bize
nar tanem
nur tanem çocukluğuma kaç taneyim
kaç adam boyu insanım
bari sen söyleyiver
doğru bir yanılgı payı bırakalım
ve
hep yok sayılmanın bedeli bunlar
oysa aşk şehrinde
gül, bülbül karın tokluğuna ses verir
ya ben tepeden tırnağa ağır sevda kokarım
bilinmemezlik içinde
geri kalanı sığdıramam ellerim küçük
kalbimin boyutu,
çarpma etkisi ile sen olduğun da
çok uygun görülmüştü
rüzgar fena hal de muzipliği tutmuş
balkonda ipe dizilmiş
uçma delisi beyaz çamaşırlar
avuçlanıp
eski haline benzeşmeye çabalar
fakat benim diğer yanımı
hangi saatlerde azat edilir
bir başına bırakılır
onca kokuşmuş hayatın sahibi-yesinler
varken....
17-06-2021
İST
5.0
100% (9)