9
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
802
Okunma
üzümlü sessizliğe boğdu beni bu
dalgın atlar..
düş köpüren sırtında öksüz ülkenin
sabır çiçekleri
küçük bir bahçe kadar...
mor eşikli sağanağın sevinç yalnızlığı suretim
-gece gözlerimi okşarken
şarkılar söylüyor kuşlar-
diyelim ki,
bir Anka’nın kanatlarında
suyu kesilmiş hayat sesini dökerken
soluğumun şarabına
üşür mü sığınağında kalp tomurcuğu
diyelim ki,
açılırken hayal perdesi
göğün ucunda limanlarla
maviydi herşey yeşile değin
uçarken ve yahut inerken
apartman boşluğuna benzemiyor içim
biraz daha hakikatlı sancıda
Kerem çalıyor yeryüzü
ki muhakkak akşam trenlerine binen
ay ve rüzgarla
büyüyen yüzümün iklimi
uzaklığın hasret dalında bulut
gözü açık yolun terli yankısı
kan kadar sıcak..
sessizliğin uğultusunda uzun ağrıların
döşekli uykusu
öyle mahsun,öyle iyi yürekli çocuk
dilime doğrulan damlaların
turunç sokağında
öyle sıcak gölgeler
öyle ışığa ve güne
bakışımın bal gözlü penceresine demlenen gökyüzü tozlarıyla
uzat ellerini
deviniyor zaman
ruhun karışıyor içime
.....
5.0
100% (13)