21
Yorum
131
Beğeni
5,0
Puan
3696
Okunma
bu kaçıncı gece leyla
çarşaf sermeden yatan kederim
her gecenin üçünde
üşümeye bırakıyor kendini
o vakit bir seraptır üstüme attığım
avuçlarımı yangınlar kovalıyor
bu ihtilaller ne zaman bitecek diye sayıklıyorum
ayıkla beni bu karmaşık zamandan
sahi leyla
sen hangi köşede bıraktın koşmayı
onu bile bilmiyorum
antik çağda kalma bir düello
kekre bir yalnızlık uğultusu
elimde tuttuğum kırk günlük yas tapusu
hasbelkader gidişin
havada kalmış
sallanan eli afyon kokusu
vahşi kalabalıkları durduramayan
devlet politikası tasdik bekler
gözleri darağacına dikili
hayli emekli gülüşün
sen dur
ben asılırım asrın şahitliğinde
leyla sen en ölünmez iç çekişimsin
tutamıyorum
zifiri karanlıklar bastırınca
fiyakalı bir efkâr sarar etrafımı
yastığım
kafası dumanlı türkülerin
sesi ile ıslanır
gözlerime biraz uykusuzluk
yüzüme yıldızlar bulaşır
bu gece onları toplayamam
leyla’ya sözüm var kurcalanmayan yaralarımda gezdireceğim onu
yarınlarımı sevdireceğim
nane çiçekleri topladığım avuçlarımda yürüteceğim
anne kucağı dinginliği bu
nil’de yıkanma hevesi
çünkülerim mani olmazsa
kâni olurum bunların olacağına
fakat homeros’un tanrılarıyla başım belada
gel de anlat bunu leyla’ya
kâhinler sofrasında kaşık sallarken
sarnıçlar inşa ediyorum lokmalarıma kahrolmuş saçlarımın uçları
kendini tenhada asıyor
ne içlenesi çelişki
çehremi dağıtıyor
bu kavganin sulh niyeti tükendi
paltomun cebinde sisler
bu seslerin ortasına salıyorum
göz gözü görmesin leyla
tut elimden
seni içime yakıştırıyorum
ayak altında muğlak bir kapı
seni mutsuz sonlardan doğan enkazsız heyecanlı hülyalara kaçırıyorum
Suveyda Ay
5.0
100% (45)