7
Yorum
29
Beğeni
4,9
Puan
1416
Okunma
zamanın bukleli yanağında yıldızlı saat
küçük bir alev
.....
gül ortası aydınlığa sularla giriyorum
dünyayı d/okurken bir gövdeyle
sesimin sessizliğiyle
sevişmek geçer
içimden..
böyle başlar alnımın söz nakışlı şehri
nice gölgeler susmuşken
çıkmak yaz güneşli karanlığa
avuçlarımın çığlığında şiir asmaları
kanadıyla boşluğumu doldururken
duyuyor musun
kuş seslerini duvardan duvara
her soluk alıp verişte
saçları çözülüyor gecenin
kentin ve sokakların
bahçeler ilmiğini atarken kıvırcık
dudağıyla tenime
ağzımın dalga ucunda nar taneleri
otağı bir yakınlık
nasıl hatırlamam
günlerin yatağında çayırlı serinliği
dal’lar saz uğultusuyla çizilirken
camların yüzüne..
bir uyumak ki incecik öğlesinde geceyi
kelimelerimde esinli ç’an
rüzgâr doyumu
ay’ın çehresiyle düş’e biriken çukur
hırçın yelesiyle parlarken ruhumun
köz avlusuna
pürüzsüz kalabalık olur soluğum
yansır vakit mum gözüyle
ötelere
sırtımda küçük toprak
perçemli el
ipek kirpiklerin
mavi oluğu..
uçurumları ören mırıldanışların
masum mısraları sonsuz tad
göğün kızıl eteğiyle açılan özgürlüğü
bağrımın ıslak penceresine
ç/alıyorum..
su kanaması gözlerimin ferinde
aydınlığın sarı bahçesi
öyle neşeli çocuk
.....
5.0
92% (12)
4.0
8% (1)