10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1696
Okunma
Sizi alnına bıçak dayanmış
Bir nehir yatağında buldular
Bu sefil sulardı ellerinizi çürüten tanığınız…
Hoyrat bir geceyle kıvrılıyordunuz
Şuramda sızlayan bir ömrün peşine
Adımlarınız iz oluyor
Boylu boyunca ardınıza yapışan
Figüran sevince.
Boynuna ip bağlanmış atlarının
Koştukça geriliyor
Taşlara uğuldayan ardınız.
Bunca yıl uyuttuğunuz yalan
Uyanıyor bakın toprağın koynundan
Ilık bir akşam rüzgârı gibi vuruyor kayalıklar
Sessiz sedasız
İnsan yanıma en çok
Ve içerliyor içim içerlediği kadar
Biliyorum siz
Alevlenmeye başlayan saman telaşısınız
Açlığı sırtına yüklemiş
Bir çocuk sevincine bile çok görünen
Elveda diyemeyen bir yolcu yâda
Bir zamandan diğer zamana kara suların…
Unutsun su ıslanmayı
Ateş yanmayı unuttu
—Ki hüznüm aç karnında yürürken unutmuşluğun
Bir başka söylenir burada ağıtlar
Burada başka bir ağız dolusuyla
Başka bir hayatın kimliğiyle
Kıl gibi ince zavallı boyunlarda kursak
Sözlerim bir sis gibi çöküyor soluğuma
Burada ağızlar sadece ıslık çalıyor
—Ölüyor musun?
—Henüz veda demediler…
Temmuz 2008 Erdoğan Ateş