13
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
1126
Okunma

Günlerin en bilinmezi
Dünlerin en unutulmazındayım
Hafızamda
Ayrılığın en acımasız hali
Sensizliğin yıl dönümündeyim
Hiç büyümemişim
Senden sonra karanlıklarım daha koyu
Önüne geçemiyorum korkularımın
Düşlerimde gölgene sığınıp
Hesapsız gözyaşlarıyla uyanıyorum
uykularımdan
Ben kabul etmesem de gidişini
Hayat devam ediyor
İş, güç
Çoluk çocuk yaşamak derdi derken
Çok sürmese de
Seni düşünüp senin gibi
Dimdik ve inançla sarılıyorum anne
yanıma
Taa ki aynada yabancılaştığım,
kız çocuğunun saçlarını tararken
Ellerimin titrediğini görene kadar
Bazen dalıp gidiyorum öylece
Kulaklarımda ninnilerinden bir demet
Ya da ne bileyim
Bir bayram sabahı
Yanaklarımda dudaklarının sıcaklığı
Kala kalıyorum öylece
Cama düşen kar taneleri içimi üşütene
kadar
Her kar tanesinde yüzüm düşüyor
toprağına
Ciğerim derinden, yerinden sökülüyor
Memleketim öksüz kalıyor donuyor
duygularım
Soluğum nefesim kesiliyor.
Saçların diyorum anne
okadar da beyaz değildi henüz
Neden beyaz ölüm
Neden beyaz ayrılık
Duymuştum aslında
Beyaz en çok meleklere yakışırmış
Eminim ki Gökyüzünün en güzel
meleğisin
yeryüzünün olduğu gibi..
Sevgi avuçların da, şefkat parmak
uçlarında
Ayak bastığın cenneti öpüyorum
Annem
Bu gün otuz ocak
Sana hasretime dair
ne yazacaklarım biter
Nede söyleyeceklerim
Karakışın karasını başıma yemeni sarıp
Gidişine kara ağıtlar yaksam da
Biliyorum ki sen hiç gitmedin Annem
~~~~
Soğuk ve ayaz son ocak gecesinde
Ayrılığın ve Azrailin buluşmasını
Düşen her kar tanesinde
Tekrar yâd ediyorum
Vedasız kayıplarıma!...
5.0
95% (20)
4.0
5% (1)