2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
419
Okunma
İşte gece, giydi siyahını hüznün kolunda
Bekliyor beni kurban etmek için sana
Nasıl etsem, nerden başlasam anlatmaya
Derman kalsa da bedende,
Umut mu kaldı bende
Kahır kuyusuna düştüm sayende
Erir yüreğim acınla perde perde
Düşsem de sevdanla bin bir derde
Kaygı olmaz seninle dolu deli serde
Geçtim biçtiğin kahırlı yollardan
İçerek kaygıyı zehirli sulardan
Sattım kendimi sözler ülkesine...
Söylesin diye halimi sığındım sözcüklere
Bekleyişlerdi belki aşkı besleyen
Umudun karamsarlığında
Güzelliğindi beni eyleyen
Sevdanın sarp hisarında
Derman olmak isterken sana
pârelendim aşkının hasarında
Acını yüreğime gömüp
Beni derdine atıp
kurtulsaydın dertlerinden…..
Hüznüne duçar olmak istemem ki hiçbir zaman
kaçamam ki derdinden
Ayrılamadım peşinden
Âşıkların bakarken gözlerine en hafifçesi
Ben oldum kıskançlığın âbidesi
Aktı gözlerim, yoluna gece karanlığında
Seni görmek için çıkan dolunay misali
Dolanırken âşığının kolları ince nârin beline
Ve burun kanatların genişleyip
Solurken hazları alabildiğine
Bencil ve müptezel halinle
Ağlardı bir yürek, sürgününde
Seher yıldızının kollarında…
Pahası yoktu elbet güzelliğinin
Değerliydi zamanım senden önce
Ve bitti sefil ömrüm seni görünce,
Hiçe döndü her bir ânım
Kahırlı soluğum kaldı ciğerimde
Yüzüne bakmaya kıyamazken
Kıskanırken gözlerimden seni
Burkuldum kaldım, kesildim dizlerimden
Hazan gelse ne boran gelse ne gayrı
Sevginden âzat gönlüme
devran dönmüş âlem gülmüş neye yarar ki
Kestikten sonra sen çınar gibi umutlarımı
Madem sürgünüm senden kestim söyleşimi
Yolduktan sonra sen çiğ bir tavuk gibi kanatlarımı
Sür götür gayrı, at bir çukura leşimi …..
5.0
100% (6)