11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1873
Okunma

Boynunda salınır geçmiş rüzgârı
Yakana takılı yaralı bir nazarlık
Geçmişi fısıldar usulca dolaşır yankılar
Hangi iklimi sunar azalan yanılsama
Gün geçer sulardan ışıyarak iz bırakır kıyılarına
İnce bir sızıntı kavşağıdır her pınar akışı her yana
Dilinde bir şarkı, geçmiş yanığı kokar
Düşünüşler birikir anıların kucağına çöreklenen
İnce bir gülümseyiş yahut bir dudak bükümü
Yakut bir gecenin süzülüşüne bürünerek şarap kokar
Kristal kadehtir düşlerin saklandığı günler
En çok baharları eker bu tılsımlı özleyiş
Sığınıp dizelerin sesine ağırlanır bu misafir
Kış uykusu bu ağlamak korkusu
İçinde kırıntısı kalmış eski ses
Durmadan seslenir yokuş yukarı
Ertelenir göğsünün atışı usulca
Hesaplaşır sözcükler kendi arasında
Dili uyuşuk gözleri kapalı bitirir gece
Kapılar kapanır perdeler çekilir
Odalar karanlık zindan yanık kokulu
Bu gece susmalı her şey…
Sözcükler konuşmalı.