Milletin sırtında avare gezer
Yedikçe semirir bit olur yavşak
Yokluk nedir bilmez varlıkta yüzer
Arkadan yağlanır göt olur yavşak

Sanırsın cömerttir yoksulu besler
Alan el veren el sohbeti süsler
Boku derman olsa denize pisler
Gelir et yemeze gut olur yavşak

Koyunda keçide memede olmaz
Sağarsın sağarsın helkeye dolmaz
Peyniri yapılmaz yoğurt çalınmaz
Mayası bozulmuş süt olur yavşak

Halkın arasında fakir adamı
Tarikata girer zikir adamı
Söyleme gelince fikir adamı
Eyleme gelince tat olur yavşak

Eşeğin sırtına çul ayarlanır
Gidişine göre yol uyarlanır
Semer çıkarılır bel eyerlenir
Cahilin gözünde at olur yavşak

Asilse köpekler genini tanır
Kangal görse onu soydan utanır
Tenhada bir ulur duyan kurt sanır
Makam kapısında it olur yavşak

Kuşların rengi var atların donu
Yabancı kucaktır soysuzun sonu
Bir uçtan bir uca gererler onu
Londra’dan Pekin’e hat olur yavşak

Merhameti bilmez mermerdir yürek
Beyni midesine bağlıdır direk
Deseler İçel’de yağlıdır börek
Mersine bağlanır mut olur yavşak

Gün gelir dünyada izmler ölür
Sorunlara milli çözümler ölür
Babanın diktiği üzümler ölür
Yerinde yabani ot olur yavşak

Memlekette çoktur saymakla bitmez
İnletir mehteri cepheye gitmez
Düşman işgal etse tereddüt etmez
Karısını verir fit olur yavşak
Z i y a A C A R
05.12.2020/KONYA