Nafile koşmuşum senin peşinde,
Vefasıza meftun olmuşum boşa.
Güller açar iken senin döşünde,
Kışın ayazında solmuşum boşa.

Toprağa ektiğim ürün vermiyor,
Yapılan işlere aklım ermiyor,
Verdiğim nasihat kalbe girmiyor,
Başı taştan taşa çalmışım boşa

Laleyle, sümbülle bezenmiş dağlar,
Gözümde canlanır o güzel çağlar,
Yüzümde tebessüm, içim kan ağlar,
Şu gurbet ellerde kalmışım boşa.

Bir kızgınlık ile sıladan kaçıp,
Yaban diyarlarda gözümü açıp,
Elimden kalanı savurup, saçıp,
Herkesten beddua almışım boşa.

Duvara toslarsın yol kalmayınca,
Pişmanlık faydasız, ders almayınca,
Kıyamet kopmazmış, sur çalmayınca,
Saçlarımı erken yolmuşum boşa.

Gerçekle, hayali iyice karıp,
Günde birkaç defa kapına varıp,
Senin gülüşünden manâ çıkarıp,
Derin hülyalara dalmışım boşa.

Yıldızlar titrerken gece ayazda,
Benim tek umudum gelecek yazda,
Ellerim semada, dilim niyazda,
Her gece kapını çalmışım boşa.


Sabri Koca