1
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
570
Okunma
her şey su’yun gereğince başladı
gerçeğini rüyasına rengiyle fısıldayan
sonra özensizce çizdi
sana akan gölgemin bize dair acısını
kanatlandık da hatırlayamam hiçbir zaman
duadan çatısı, hüzünden kapısı
eskimiş kelimeler duvarlarının içine yerleşti evimizin
nasıl da kuruyordu dalımızda
inci çiçekleriydi
ondan mıdır
duramadım da bir selvi ağacına söyledim
gittiğini
dinleyince kalp atışı
dinleyince su sesi
yokluğunda üşüyordu hücrelerim
ardından deniz dalgasına daha güvenmedi
güzel çocuklardık öyle de boğulduk içimizde
bir boşluktan verev kesilmişti varlığım
iki rüzgarın hükmünce savrulup tekliğe dönüştü
düzelttiğince aksadı ayakları sabrın
sonrası bir türlü bir yerlere sığamayan yanım
ne şehirler büyüttü ne sokaklar
düştüğümce yaşlı ağaç oldum
nicedir onun gibi toprağa konuşan
benim
5.0
100% (7)