3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1336
Okunma

Bir kapı açıldı gürültüyle
Sanki Sura üfürülmüş gibi
Bambaşka bir dünya çıktı önüme
Hayalperest kaplumbağa
Tavşanları geride bırakmış
Atlar insanları koşmuş arabaya
Köpekleri kırbaçlıyor
Farelerin kovaladığı kediler
Kararan ay direnmiş güneşe
Yıldızlar avize gibi sallanıyor
Gündüz gözüne
Balıklar tırmanmış kavaklara
Kafam gibi biten narları topluyor
Nutuk çekiyor kargalar
Sus pus olmuş bülbüllere
Yılanlar kanatlanmış
Vızır vızır uçuşuyorlar
Kuşlar sürünüyor yerlerde
Uçurtmalarla solucan avlıyor
Simsiyah sularda balıklar
Güle kan damlamış
Dikenler ağlıyor
Ağustos böceklerini
Avutuyor karıncalar
Bebekler analarını sallıyor
Bir devin kucağında
Zeytin dalları tutuşmuş
Bir kadın saçlarından asılmış
Kurşuna dizilmiş örtüsü
Bir feryat bir figan
Tüylerim diken diken
Haykırıyorum etrafıma
Kıyamet mi koptu
Yoksa düş mü gördüğüm
Bana doğru koşarak bir ağaç geliyor
Kökleri kördüğüm
Ortalık toz duman
Dile gelmiş dalları
Bağırıyor yüzüme
Ahir zaman, ahir zaman
Halit Yıldırım