3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
700
Okunma
Kapı var dört başı mamur şahane
Kapı var yaka kavuşturmaz darhane
Zengine uçan kuş ihsan
Yoksula üst baş yeksan
Kapı ki han kapısı, hemen girilesi, yorgunluğa çare
Kapı ki hamam kapısı, terlersin biçare
Kaybın yılları, acının örtüsü olmuyor
Konmuyor taş üstüne taş, geçmeye zamanı
Kendine ayna tutanın, gölgesi görünmüyor
Hangi ses, kendi sesinden daha sert eser
Derinlik altında yamaç yükselmiyor
Kapı vardır düşünmez girersin, belli ki gönül kapısı, gönül alır-gönül koyarsın
Kapı var girilmeyesi, kumar gibi mutlaka kaybedersin
İnsanı, içerideki yapan yaşanmışlıklar
Yeşil dönmez eflatuna
Eflatun’ dan olmaz kral
Kopyası çıksa da gensel koyunun
Kopyası bulunmaz dışarıdaki yaşamın
İnsanı başka yapar yaşanmamışlıklar
Kapı var mecbur girer, mecbur çıkarsın
Canlı gelir, ölmüş gidersin
Sürpriz olur hem gelişin hem gidişin
Acıtır su gibi terk edişin
Dokununca küseni
Dokununca ağlatanı
Dokununca güzel kokanı
Çiçek gibidir insan, insana dokunur çabuk solanı
Akşam sefası gibi, geceden sabaha, dudak dokunuşları, dudak okumaları
Bir yalnızlık şarkısında geçer kahvaltı, tozu kalkar hafiften yılların
Nazende iki tatlı kaşığı, bir dil gevşetir hatıraları
Kapı var parmaklık gibi geçmez dakikalar
Kapı var bilinir de fark edilmez dokular
Kapı önünde güzel, ardında sarhoş olmak da var
Söz var yeşertir tohumu
Söz var kurutur dalını ruhunu
Susarsın burkulur yüzler
Susarsın gülümser gözler
Girene kuşburnu, çıkana zerdeçal
Acısı-tatlısı, yaşanılası şarapnel
Kapı var gönül koyulası
Kapı var beklenesi ömrünce
Kimi açar, kimi kaparsın, kapı bahane
_____________
dışarıdaki
5.0
100% (6)