0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1330
Okunma
-1-
Umarsız karşıladılar...
Hâlbuki elleriyle oymuşlardı göğü
İlmik urganın tamamlanmış son düğümü
Döşe gömülmüş kurşun lekesi ya da düğün
Sehpada bir kaç nergis
Kurşundan da keskin kokar
Baruttan da kor közü,
Başucuma koyun üç karış öteme,
Ölüm olsun ama adı
İliklenecekleri yağmur şak şak!
Kovanın deliği tıkalı; ya şakak!
Şafak kor, şafak kör
Pusulasız gemici bir de madenci kuşağı
Bilgi gizinde, değer tözünde
Paslı düğmelerini kıvırıp düşünecekler
Gereksiz durur, gereksiz yazar, gereksiz bulmaz susmayı
Fil oyunun da ezdirmeden fareyi
Ayaklarını sil paspasa
Onca egemen gücün çıkar mı olanca kiri?
Meziyet;
Eziyeti unutturmaksa
Delinen güvensizliğin rahatı kaçtı
Sınıflar ötelerde rahatsız
Rahibe çeker devrimci çakısını
Filozof kuşkusu duymadan
Yoldaşlarım kurşun asker şimdi
Ölü boyası sürünmüş kurşun
Ruhları kurşun
Davulcu vurur yandan dünyaya
Eli ritim tutar bakma
Ehil olman istendi
Anarşist iskelet,
Parçalanmış bir kaç kemik
Doldurun ‘Aslan’ oldu kurşun
Durdurun asılı “Gezmiş’i”
‘İnan’ şimdi oksijen-siz asıl bunları çekin içinize
Nasılı demiroksit de boğdular
Kromsan da işçi, hava kızılca kıyamet bitkin düştü ölüm
Bitine nasır ağ ördü makine
Köylerinde yirmilerin de üç gelin
Gelin kahpe oldu giden öyle
Askıda ki dölün, böleni şişti
şişman
Neresi pişman
Pusu kuran başka şişman
Organik boğumların sorgucusu merkep
Parkenin parlak senfonisinde ki süngerci heyt!
Deliliğin delili çilingirci, çorbacı
Pijaması ve de tüy dökmüş kedisi
Bir de zamanı çelikle doldurduğu saati
Çelik gibi durduğu zemheri de
Çelik gibi işledi yiten kızı, donmuş yüzü
Yüzü yok karın, kararın, karnı tok itin
Bakkalın ekşiyen yüzüne de tükürürüm
Behey! Yiğit yüz olmaz
Fabrikanın kara bacası yüz bulmaz
Bacısı, tüysüz delikanlısı tokluğu karnına yapıştırır da,
Yaslanır karadul yaslanır
Paslanır kında acı paslanır
Ve şişmanın eli kanlısı
Yüzükoyun yatar behey!
Kuytuda ağlar anan
Kor düşer yüz yaşına,
Yaşmağına kan
Kayıtlı yüz,
Kayıtsız yüz
Kurşun döktüler
Asker ettiler
İyi ettiler
Yok ettiler
Babasız çocuklar yürüyün yeşil vadiye
Yoldaşlarım kurşun
Yoldaşlarım asker
Boş verin düşleri, büyücünün gözleri kadar iri zaten
Biz yeniden uyanalım
-2-
Yol notu gibi ölümü
Asıp gittiler
Sehpaya kurşun döküldü
Güzelim kan gölü
Ve kızıl gülü
Çekiçle adam etseler
Yol notunda
İğneliydi nedense ölüm
İçimdeki acıyı sardığım kızılca mendil, kızgın yumruk olup kavurdu avucumu
Sımsıkı tuttum,
Sımsıkı...
Babasız çocuklar yürüyün yeşil vadiye
Yoldaşlarım kurşun
Yoldaşlarım asker
Boş verin düşleri, büyücünün gözlerinde ki irini
Kini, kinini
Biz yeter ki uyanalım
...
Savaş kısrakları
Yamalı bohça gibi duran kentlere
Doludizgin
Doludizgin nal sesleri
Kulakları su yemiş sıçanlaşmış kentler
Tüm ışıklar göz gibi açılı
Korkuyorsunuz! Korkuyorsunuz!
Zengin plazmanızın çalınmasından korkuyorsunuz!
Zenginleştirilmiş uranyum içeriyor
Alçak yarıklar
Açılan menfezler
Kısık çeperler ağırlasın
Bırakalım gözyaşını tanıdık gelir mi?
Öğrensinler biriktirmeyi boğuşmayı
Bırakalım tarlada derileri çatlasın
Güneş sahillerinden geldik deyip inlesinler
Bırakalım işçi bayramında olmasınlar
Yüz yirmi saat gecikir anca öfke
Öfke bir dakika bekle
Öfke beslenmiş büyük
Kulakları sis kaplar
Mahşerin üç atlısı
Üç kurşun asker
Doludizgin nal vuruşları
Sol vuruşları
Doludizgin kurşunlar
Yağmurla geliyorlar
Sallayamadıkları beşik için
__________
dışarıdaki
5.0
100% (3)