13
Yorum
46
Beğeni
4,9
Puan
1949
Okunma

Yakmışım yorgunluğumun kenarında ateşi
Büyütüyorum ağır kanatlarıyla sessizliği
Sağ tarafımda yalnızlık
sol tarafımda hüzün kuvvetleri
Düşürsem ömrümü yolda
biliyorum ki eğilip almayacak kimse.
Sonsuz susamışlık oynarken
düş çarpışmalarında.
Aynı ruhun öğrencisiydim sanki
Baharlar ç/evrilirken ham bahara.
Geçti eşkiya gibi geceler
akşamın sınırlarından
Gebe bıraktım gökyüzünü
kiralık özgürlüklere.
Mayınlı bulutlar
Düğümlendi gülüşlerime
Çatladı aceleci tohumlar
duadan incelmiş ellerimde.
O parmaklar ki;
en kuvvetli unutuşlara dökündü.
Islanmış saatlerin
Islanmış kağıtlarında.
Dürüp katladıkça anılarımı
Nasıl biliyorsam öyle düğümlendim
fünyesi çekilen zamana
Mutluluk bir çimendir
bastığın yerde biter dedikçe;
filizlendi mintanıma düşen sağanaklar.
Usul usul işledi beynime önemsizliğim.
Ses biçiminde yaşattım
fosilleşmiş dizelerden kalanları.
Ne vakittir çıkmıyorum kalbimin sesinden
noktalı Ö’ler de korkutmuyor beni.
Sonsuz bir serinliğe çevrilince saatim
Soruyorum kendime sadece;
gözyaşlarında düğüm
yüreklerde çentik olabilir miyim.
Nöbetçi kalabilir miyim
başkalarının öykülerinde.
Vehmin aynasında
vurulur muyum yoksa kanatlarımdan
bir yabancı gibi aksiseda ile..
Şiiri açıp kapatan tek anahtar olan
kar suyundan bir imge sızar mı toprağıma.
Ç/ağlayarak
Aktıkça ağaran su olup
Yaz yorgunu bir yaşamın karnından
yuvarlanır mıyım yine
çakıl taşlarıyla..!
Ferdaca
5.0
97% (29)
1.0
3% (1)