Açılan her kapıda karşıma çıkıyorsun,
Büyüye mi uğradım, yoksa rüyada mıyım?
O hüzünlü halinle dalgınca bakıyorsun,
Ellerimi açmışım, yoksa duada mıyım?

Kapattığım kapılar yeniden açılıyor,
Her kapının ardından yıldızlar saçılıyor,
Şu kaderin elinden nereye kaçılıyor?
Ayaklarım boşlukta, yoksa havada mıyım?

Esen sam rüzgârıyla çöle savruluyorum,
Kumlara kapaklandım, sanki kavruluyorum,
Kaynayan bir kazanda susuz yoğruluyorum,
Cehenneme mi düştüm, yoksa kuyuda mıyım?

Kovulduğum kapıdan bir daha geçer miyim?
Ateşlerde kıvransam, su versen içer miyim?
Bir sonraki seneye bilmem ki göçer miyim?
Dağlar mıdır mekânım, yoksa ovada mıyım?

Bacağıma saplanmış sanki zehirli bir ok,
O kadar yorgunum ki dönmeye mecalim yok,
Yapılan vaatlere bundan sonra karnım tok,
Sürgüne mi salındım, yoksa yuvada mıyım?

Hayal midir, düş müdür; hepsini unutmuşum,
Bir ağaç parçasını sıkı, sıkı tutmuşum,
Karanlık bir gecede tuzlu sular yutmuşum,
Denize mi atıldım, yoksa kıyıda mıyım?


Sabri Koca