6
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1440
Okunma

Bil mukabil gece.
Muradımın ve yalnızlığımın yüzü suyuna erdim rahmetine ve o devasa ışık yalnızlığın yalan olduğu ve o rutubetli sözcükler saklı sandığımda bir de ihtimal dahi vermediklerim sanıp dost olduklarını y/anıldığım her ne hikmetse ve şimdi bir sürahi dolusu soğuk sözcükle ıslatıyorum sayfamı ve gözlerimdekini görmezden gelirken aşkın hicvi ile soluklanıyorum nazlanan ışıklara da yabancı iken mevsimin sönmüş feri…
‘’Yanlış, daha baştan yanlış
Bir şiirdi bu, biliyorum
Ve belki ömrümüzün yakın geçmişi
Bu kadar doğruydu ancak, kim bilir
Kalbim unut bu şiiri.’’ (A. Telli)
Yorgun sözcükler yaftaların nazarında
Kıblem ve mabedim
Saklı hazinem
Namerdim çıkarsam yolundan ümidin
Belki de sarkıtı hayallerin
Derinlerde saklı o huşu
Mezar başı şiirin
Hangi iklimse kanayan
Saklı bir feryat yuvalanan gözlerime
Acının nezdinde ne çok ne çok kor hece.
Bükemedim kalemin bileğini
Mecburen öptüm de tüm alfabeyi.
T/aşkın laneti
Bil mukabil sonsuzluğa verdiğim selamda
Saklı bir zarafet
Dirayetin ödenen kefareti
Yıldız tozunda saklı mutum ve umudum
Kayan hecelerden alamadığım gözümü
Latife yapan hangi nesir
Belki de esiri olduğum bu düşün
Günü birlik laneti
Uğurladığım ufak ufak
Uladığım nice ırmakta saklı nimet
Bir zümreysem ayrı düştüğüm
Bir minvalse kendimi avuttuğum.
Şimdi ışıyan şehrin yalnızlığı
Rüzgâra verdiğim ödün
Aşksa özlemin ödülü
Kardığım haznemde…
Kıyasıya bir ömür kıstası yüreğin
Nice dolduruşa hükmeden
Hummalı bir alışveriş
Lakin olmasın da karşılığı sevmelerin
İnancın yankısı rüzgâr
Belki beylik söylemlerde saklı o güzergâh
Üstelik laf olsun diye sevmedim
Yazmanın meali elbet
Tutuklu yüreğim:
Tünediğim ve tükettiğim haznem
Bir de kavuşamadığım hazinem
Severek dokunduğum kıyısına köşesine.
Hararetli bir koşu
Gel gör ki çoktan kaldım yokuşun başında.
Sevecen yüreğimde saklı illa ki tevazu
Yoksa nasıl karşılık verirdim ben dilsiz iblise?
Sözcüklerim kadar sıcak bir iklim olmalıydı
Başımın tacı nefesim
Nefsimle vedalaştığım ezelden
Aşkın hicreti ile geçiştiremediğim bir hüzün
Köhnelerden sızan o kurşun
Kaydığım düştüğüm bir zemin de değil hani.
Kör döğüşüymüş ömür
Kor bildiğim sevecen bir hikmet oysa
Savrulan ne çok yeis:
Elbet karşılık vermediğim bir isyan
Rabbimin tanıklığında baş koyduğum iman.
Bir semazen gölge peşime düşen
Bir hücre aslında asılı kaldığım yalnız zümrem
Kendimin yoldaşı iken kalem
Dumura uğrayan kepaze gece
Günü kovalayıp sarıldığım bir eksen
Yol yorgunu filan da değilim hani
Senin yerine bile kolayca severken…
5.0
100% (11)