Konuşsam bir türlü sussam bir türlü
Söylemesem bu idraksız ot derler
Memleketin tuzu kokmuş her türlü
Doğru desem dokuz köyden git derler

Çevir çevir dinle hep aynı plak
Konuklar akıllı konakçı salak
Türlü türlü adlar alır asalak
Uyuz derler kene derler bit derler

Kurşun kalem torpil koymuş araya
Siyah demek yasak oldu karaya
Karanlıkla katran girdi sıraya
Bizim kadar ak değildir süt derler

Bazen muhtaç olur düzen kargaya
İş verirler boşda gezen kargaya
Mikrofon uzatıp bazen kargaya
Bülbül oldun güzel güzel öt derler

Zengini Zürih’te hesaplar açar
Londra’da yemlenir Paris’te içer
Kaçan her nedense batıya kaçar
Halka döner batı bize zıt derler

Fukarada kemer uzun bel ince
Taşıması kolay olur ölünce
Zengine var yok yoksula gelince
Memleketin kaynakları kıt derler

Aslandan saklanır aslanın payı
Çakallar krala basar sopayı
Cins tay gibi tımar edip sıpayı
Boz eşeğe eyer vurup at derler

Miras kalmış ablalardan ağbiden
Mümkün olsa fitre toplar sabiden
Öğüt alıp misal verip nebiden
İsa derler Musa derler Şit derler

Uzmanlığı küçük kızlar bekaret
Kalan vakti Atatürk’e hakaret
İlacı yok hasta yatar sekerat
Boş bardağı üfler üfler yut derler

Uygundur ortamın şemali şekli
Ne diploma nede tahsil gerekli
Olur olmaz bilir bilmez sürekli
Konuşana ötürüklü döt derler

Boş teneke öter öter tantana
Üç kuruşluk faydası yok vatana
Ekran ekran gezip nutuk atana
Bu bizim adamlar pek yiğit derler

Türkü bile böyle başlar desinler
Desinler desinler kaymak yesinler
Beytülmal’a çiftlik kurmuş tosunlar
Fukaranın keçisine çit derler

Giyinir gezerler kurdun postuyla
Ziyalılar tanır onu dostuyla
Her gün uluyana kurtluk kastıyla
Kurt demezler gizli gizli it derler
Z i y a A C A R
01.06.2020/KONYA