Bilmem kaçıncı yolculuk faslı bu...
Seni beklemeye koyulduğum kaçıncı zaman dalgası,
Kaçıncı günün sabahında yolculuğa hazır bavulum,
Hangi istasyondan kalkar, sana gelecek vasıta,
Yada hangi yoldan başlamalıyım seni bulmaya?
....
Bilemem kaçıncı denizin ortasında kalışımın kasırgası bu?
Kaçıncı senin yokluğunun fırtınasında savruluşum?
Hangi iklim şartlarından kopuşum sana doğru?
Nasıl bir toprağın üzerindeyim ki sana geliyor her adımım?
....
Gizlediğim hangi şarkının bestekarı dillendirir seni?
Hangi nota hangi kıta ile büyüler senin varlığını?
Söylesene hangi enstüramanın sesindeki tını tarif eder duygularımı?
Kaç vokalist ile seslendirmeliyim beni duyman için?
....
Birbirine kenetlenen kaç şiirin harfleri getirir seni?
Adını belirtmeden kaç şiirde daha aşk geçecek adın?
Söylesene kaç Nazım Hikmet kaç Atilla İlhan’ın ilhamı ile çoğalacak adın?
Yada belirsiz asırlarda yaşayan kaç aşkın şiirinde hayat bulup saracaksın tüm sevda kokulu hikayeleri?
....
Kaç rengin karışımından oluşuyordu bakışların?
Hangi evrenin doğumundan gelmişti göz bebeklerin?
Hangi yılın hangi saate ben o bakışlara Ram oldum?
Nasıl bir yaprak dökümüsün sen bende?
Söylesene sana gelmeye hangi mevsimden başlamalıyım?
....
Bilmem hangi duyguların çağrışımısın sen bende,
Daha kaç birbirine karışmış zamanlar var sende?
Hangi dilin hangi ırkın hangi lisanından geldin sen?
Bilemedim hangi asır var senin hücrelerinde,
Söylesene hangi asırdan yol almalıyım sana doğru?
....
Bilmem daha kaç kez savaş halinde olurum kendimle,
Hangi dönemin uzlaşmasını yaşarım ben seninle?
Kabul görülmeyen hangi töre bağlar sevgimizi?
Yada hangi adalet sistemi yargılayabilir bizi?
Söylesene nasıl bir kuralla başlamalıyım sana gelmeye,
....
Bilmem nasıl bir görülmeyen güç seçimlerimi zorlar,
Sen olmayan bir atmosferde nasıl hayat bulur tenim,
Hangi metafor seçimi yargılar benliğimde ki seni?
Söylesene hangi atmosferi bekliyorum sana gelmek için..

...İPEK KALKAN...