Bilmediğim zamanlardan gelen bilinmeyen bir ses,
Alabildiğince çınlıyor kulaklarımda,
Adını bile bilmediğim bir sevda türküsü dilimde,
Karanlık bir gecenin bitmeyen görüntüsünde kayboluyor bakışlarım...
...
Koşar adımlarla yürüyorum...
Ve hüzün gülümsüyor sensizliğin dehlizlerinden,
Umutsuz bir zamanda,
Gelişinin huzur kokusu var kimsesiz sokakta...
Nerdesin sen ki varlığındaki Arafın ortasında kalmışım?
Kimsin sen ki beni meftun etmiş kaybolmuşsun?
Hakikatinde ki sırrın ne?
Peki ya yokluğunun varlığınla yer değişmesi için ne lazım?
...
Hadi kim olduğu nerde olduğu bilinmeyen,
Gel şu yüreğe Bezm-i Elsten bana yazılan...
Ben sana hancı olayım,
Sen bana yıllarca olmama nedenini anlat,
Zamanının bunca asırı ne ile donandın onu söyle,
Yada beni ararken ram olduğun bakışların rengini tarif et bana...
...
Bilinmeyenim alfabemde ki bütün harfler sen vari,
Cümlelerimdeki tüm bilinmeyen özneler sen,
Şiirlerimdeki başlıkların hepsi senin tamlaman ,
Yaşanan her an senin gölgen ama sen bilinmeyensin...
Kasırgalar kopmuş yüreğimde, seni tanımadan,
Dokun, hissettir yaşat varlığını işte.
...
Gözlerimde ne güneşler doğdu, ya sensen diye,
Bir tek görebildiğim yalnızlığın hüzün baz resmiydi,.
Şimdi ansızın gelsen gözlerimde kapkara yalnızlığın rengine dalacaksın...
Apansız gece nöbetinde gelsen umudun beyazlığında kaybolacaksın...
Bilinmezliğin sesi ile seslenen yar;
Hadi öğret bana yaşadığın asrın çağdışı yaşanmışlığını....
...
Sabah şafağa dönerken ufukta beliren ışığın var ,
Koca bir ömrün bilinmeyeni bekleyiş nöbeti var,
Tuzaklar kurmuş asırların belirsizliği var,
En çokta bekleyen bir yüreğin çaresizliği var...
Hayal hanede misafir ediyorum çokça kendimi yar...
....
Bir yanım hasret, bir yanım vuslat,
Bilirim ne arar nede bulur bu yürek
Sözlerimde çokça sen vari bilinmezlik
Gözlerimde yaş vari hasretlik,
Her günümde,öylesine bir bekleyiş ki adeta asırlık....
....
Bilmem haberin var mı bu bilmediğin diyarlardan,
Yokluğunun donduran sıcaklığındaki atmosferden?
Eğer yoksa haberin buralardan, yardımcı olayım yar...
Aniden gel aralansın tüm kapılar,
Hadi çık gel gecenin en zifirisinde,
Aydınlansın tüm sokaklar...
.....
Hoş geldin desin tüm caddeler kuytularda,
Hadi ömrüme vaha olup ta gel yaz kaderimi kan ile...
Yüreğimden kilitle beni senin kaderine...
Nakış nakış işlensin yazgımız alnımıza...
Zaman, mekan mevsim kavramlarının olmadığı yerlere gidelim...
Hadi adı bilinmezlik ile süslenen bilinmezliğinde kaybolalım....
Ve sakın geç kalma Azrailinin gelmesi yakındır yar...

...İPEK KALKAN...