6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1211
Okunma
Merdivenler kızıla boyanmıştı, camlar simsiyahtı!
Bir sokak kadını içerlenmişti-yedi nolu odada-
Yıpranmıştı hayalleri, bedeni gibi sergideydi!
Sanki kaybedilmiş savaş sonrası esaret gibi…
Merdivenden gelen ayak sesleri ölüm notasıydı
Daha yirmili yaşlarındayken kalmıştı yanında mutluluğu,
Yüzünde evlenmek üzere olan genç bir kızın edası varken,
Zaman çoktan geçmişti-ömründen- geriye hiçbir şey kalmıştı…
Oysa haftalardır aynı şarkıyı mırıldanıyordu.
İki gün sonra tabutu hayaliyle toprağa gömülürken,
İlk duayı sessizce fısıldayarak ederken gördü kendini
Suç çaresizlikteydi! Toplum o kadar da iyimser değildi!
“yazar hiçbir şey demez aslında, sadece harf çizer kitaplara;
ama çok düşünür-günah neye benzer- hücreler neden ölür?”
emre onbey