27
Yorum
81
Beğeni
5,0
Puan
2229
Okunma

Çocuk ağıtlanıyormuş meğer
eğer biat etmiyorsa oyuncakların!
günler korkutuyor,
yokluğun takvim nezaketi
donmuş anne kokusu
ağlatıyor şimdi beni!
hiç olmakla başlayan günün ardından
unutulmadın, hatırlanacaksın da
lades gibi aklımdasın
deri kemik kalışımla!
anneler gününün adını ben koymadım
yokluğunun adı her gün şimdi,
seviyorum seni
kolay değil oyuncaklarımı kırma arzusu
senden gizli okuldan kaçma duygusu
söyleyemem iflah olmaz tinsel hastalığımı
seni özlemekten
ağır işkence görmüş
yoğrulan hamur kıvamı olduğumu
gündüzümü alıp
bana yalnızca geceyi bıraktığını
sadece eşyalarını sevebildiğimi...
bağrımda sobelenmiş koca bir yas şimdi
artık çocukluğum yok kendime,
yaşım artmıyor
sırf bu yüzden yanağımdan akan
bulutsuz yağmurlarım var!
yüzümün her meridyeninde
Sen yangınların isi
suskunluğun bozulsun
su içiyorum bak terli terli,
dört mevsim geçiyor boşluğun
affetsin beni acılarım, gelsen ölebilirim!
çocukluğum artık kavuşma muamması
susuyorum en manidar sesimle, altyazısız
kapanmasın balçığa bulanan perde
öksüz tiratlar dağlanmış çocuk tenimde
tırnaklarımın arasına kremasız şiirler birikti
düşlerim kırıldı en süt kokan yerinden
ve
bir köy iken sıradan günlerde
başkent oluyor öksüzlüğüm anneler gününde!
parkta gezdirilen bir çocuk gibiyim
her salıncakta sallanan tuzlu bir yutkunma
şımarıkça unuttu çiçek kurusu
şimdi kelebek ölüsü,
bırakıldım çizgi film soykırımında
dağıldım her ders çalışmanın ortasında
esip durdu ölümün nefesi, tandır kıvamında!
kalanı gidenin yansımasına bırakarak
çocuk ömrüm sürgündür artık
annemin sır olduğu yollarda
gidenin hep yokluğu kokacak
kıvırcık saçlarımda
ben burada tüm günlerin
toplamı halindeyim Sana!
taklididir tüm günler
bendeki eylül gününün
fark edilsin, hayatta kimse kalmayacak;
her ağacın yaprağının düşmesinden sonra
meyveleri de düşecek, ölüm tadında!
5.0
100% (39)