Bir tarih’in konkordatosu ilan ediliyor
Hz Nuh tırnaklayarak baktı Ağrı dağına
Ermeni bir ananın yerde ölü göğüsleri
Gözleri hayasız bir recm ile perdelenmiş
Günahkâr bir kavmi emziriyor
Biliyorum
Sus diyeceksin
Sustukça acıyor yaralarım
Sustukça iflas ediyor Dünya’nın Sulhu

Ah Gulnarin’im
Belki bir daha hiçbir tanrı parçacığında
Hiçbir radyo dalgasında
Bir frekans bile titremeyeceğiz
Yüreğimin bam telleri acıyor
Bir vakit daha erteleyelim ölümü
Ve silahsız bir eşkiyanın
Alnındaki yeni yetme ölüm fermanıyla
İlk Öfkesiyle yumrukladı gökyüzünü
milleti sadika tükürdü süngü yarasına
Yürünecek bütün yolları
Yürüyorum.


Sonra
Duruyorum
Bastığım yerlerde sahipsiz mezar taşları
Ayaklarımın deniz mavisi tabanıyla
bir milyon tanrıyı sakat bırakarak
Kanlı
ve süngülü kaderimle
Dünya malını dünde bırakacağım
Dünde
Bebeklerin
Ve duvarlara asılı yarı kutsal bir telgrafı
Afrikadan duyulacak kadar
Derin frekanslı açlığıdır
Bu ihlal
Tüm dini mabetlerin boyuna dolandı
Yüreği bilenmemiş bir korkuyla kırılanlar
Bak Kilise sütunları yaşlanıyor
kayıtdışı bir zulme secde ediyor
Sonra Musa’nın asası parçalanıyor
Davut’un sapanı tutukluk yapıyor

Tarih Haziranın dudaklarından
Doğaçlama bir sancı
Fişlenmiş bir sürgünün izlerinden
Ayak dizlerinden biriken kanlı
ve karanlığı
yudumlayarak birikiyor
bir gökkuşağı sorguya çekildi
Bayrakları bayrak yapan renkler soluyor
Ey Rabbim
Mürteci bir sabıkalıya tövbe ettirme
Kavim kavim bu kalabalığın çığlığı da ne

Yürüdüler
Ayak tabanlarını omuzlarında taşıyarak
Yüreği kirlenmiş bir Halep’e
Sonra ağzında lal olmuş
bir milyon kez dillenmiş
bir kelime-i vahşet
"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm"
Bu eller kıyam kıyama ölüme uyanıyor
Bu eller ölümcül bir saltanata doğru
günahsız bir peygamberi kamçılıyor
Ey Rabbim..
19. Yüzyılı sağır eden bu Ağrı dağına
Bu kaçıncı Nuh kalıntısı

Tarih bin dokuz yüz zehir zıkkım
Köklerinden yok yazılan bir mazi
Bir cumhuriyet daha sütten kesiliyor
Bir vicdan daha bozguna uğradı
Bütün sınırlar devlet zulmüne sığınır
Emekleyerek kaybolan bu adalet düzeniyle
Ne halt yiyeceğiz

Ama seni seviyorum
Ah Gulnarin’im
Sen misin gözlerime kurşun döken
Sen varsan
Karanlığa da minnettarım
Yürek ışığında öpebilirim seni






Karantina Günlükleri-2
24 Nisan 2020