0
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1277
Okunma
Sana yazmaya korktuğum için oldu herşey.
Su olup akmaya başladığım zamanlardı.
Aslında bir rüzgarın ait olduğu yerler kadar uzaktım kendime..
İtiraf ediyorum..
Bir salıncak bile astım evin üst katına
Alt katta yağmurun sesini dinledim.
Uzun zamanlarım bile olmuştur.
Bütün radyolarda arkası yarını oynayan bir kitle vardı o zamanlar..
Menekşeleri kurutup
Ahşap kutuların içine koyardık..
Bende oluyor bazen unuturum öyle
Su akar gider..
Hey zaman
Geriye doğru sar beni desem de, bekle.
Korkulukların arasından fil dişi beyazlığında sayfalar çıkartacağım.
Üzerime zıplayan bir at var burda
Üşümem ondan..
Üzerine alınma ama,
Ben hep geç vakit dönerim yüzümün vişne çürüğü renginden
Öğlen vakitleri olur genellikle bu bana
Süslü bir kese kağıdını elimin tersiyle itip
tutuştururum kalbimin eline..
Eyvallah
Hayırlı işler derler bizde..
Kadın bile olamazsın..
Eski zamanlarda olsaydık bir düş kurardık sesimizle.
Ezan vakitleri elleri felç olan bir şiirin son cümlesinden
Kasıklarıma doğru inen
Soğuk bir taş var üstümde..
Hey zaman
Aklımla oynama
Dilersen gövdemi ikiye böldüklerlnde
tuzlu bir nehir geçsin içimden.
Titreyip duran bir serçe koysunlar yoluma ki ,
Yüzümün tam ortasından
Turkuaz renginde naylon şekiller büyüyecek..
Şimdi tütünlü parmaklarımla bir perçemin
Göbek bağını kestimse
Bütün eski cümlelerde
Bütün yalnızlık şiirlerine eş değerdir ..
Ne deseydim?
Ben aslında küçük bir ressamdım, ve lacivert duvarlarla kendi kahrıma boyandım mı?
Hayat uzun köprüler kuruyor muydu eskiden
Hangi yolda dallarından kıvrılıyordu erik ağaçları
İkimiz de bağımsızdık
Ve yabancı..
Saysam kaç parmağımın kaçı kırıldı ve yel içinde kaldı karnım.
Üstelik aç karna sevmişken seni
Sahi ,
Kaç beğeni topladı açık hava tiyatrolarında aşk filmleri..
Ve oldu ki,
Bir nehirden
Bir dalgayı çıkardım bu sabah
Elmayı çamaşır ipine astım,
Armut damladı aşağıya.
Deliyim ya ben..
Baktılar ki bu hiç olmadı, çamaşır ipini uzattılar gövdemden karşı mahalleye.
Güya üç oğlanla sevişmiştim
Oldu olacak zilli bir kız geldi dünyaya.
Adını da Müjgan koydular..
Nasılsın yalan?
Sahi ya,
Bir insan ölünce,
Niye yağmuru dökerler önüne?
Çok kalabalıktı durduğun yer
Ve hep aynı çiçekleri suladığını biliyordum.
Biraz yorgundum galiba.
Vozodaki su da bitti ..
Gece hiç çıkmadım dışarıya.
Sesler uzaktan geliyordu.
Ve,
Sana akmaktan
Korkuyordum..
Özge Özgen
5.0
100% (3)