2
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
773
Okunma
BA’S
I
kayıp gidiyor dünya göz yuvalarımdan
anlıyorum ardını
o dipdiri uzayı
sonra bulut gibi iniyorsun kucağıma, koynuma
kollarımla sarmaya gücümün yetmediği şeyin bir gül iskeleti olduğunu söylüyor tanrı
ikna oluyorum
yumuşacık düşerken başın omzuma
peki ne tür bir avın vicdan azabı olabilir bu bendeki gittikçe kalabalıklaşan omurga?!
sürekli batıp duran ensemde
sonra istihareye yatar gibi uzanıyorum üzerine
krize girermişçesine - içine
hızla severdim hep
hızla uyuşurdum
patlayan yaralarıma rağmen
koşarak doğardı çocuklarım her sevişmede
II
bir mucize eseri eklemişsin başını göğüs kafesime
neyim varsa terleye terleye birikecek şimdi sende
ve benden kaçan o çocuk sarılacak karakterine
su bulacak dolacağı çukuru
tırtıl bulacak içindeki kelebeği
ve tamamlanacak iskelet bir kıyamet gecesi
III
sarılınca kederlenmeden unuttuğumuz bir hatıraydı hayat
gözlerin, her sabahımın ekmeği
delikanlılığımız, kozasından bin kelebek çıkacağını sanan o tırtıl gibi düşmüş mahallesine
ne zaman çarpsa başım göğsüne
korkunç alkışlar kopardı içimde
ahh! kalp yoksa ter mi pompalardı
bir o zamanlar çocukluğumu döver yatışırdı tanrı!
“HİÇ ERKEK KARDEŞİNE AŞIK OLUNUR MU?!”
bir o zamanlar yer değiştirirdi cennet cehennem
elle tutulur olurdu utancım!
affet! zeytin kendini vermiş - siyah
affet! incir sütle dolmuş - acı
artık üzmüyor beni sağırlığın
paramparça dağılıyorum sadece
sonra nasıl yanıyorum ardını göre göre
bir yaz yağmuru gibi yağıyorsun yüzüme gözüme
ve nasıl ağırlaşıyor yatağın ortasına getirip döktüğümüz kemikler
nasıl bir avın leşi bu hayat böyle sırtımda?!
eziliyorum! eziliyorum...
IV
ahh! yüreğim karıştı
bu okyanus hangi delikanlının açık yarası
ahh! kafam karıştı
kalp yoksa gözyaşı mı pompalardı
5.0
100% (5)