2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1327
Okunma
Akşam olup dün dağlara düşende;
Sokak kapısına çıkardı İminem.
Ocağa yemeği vurup aş pişende;
Tüllerin ardından bakardı İmine’m
Yeni yetmeydim, daha yirmi yaşında.
Üç öğün nöbetteydim sokak başında
Bilmiyorum ne vardı kalem kaşında;
Ok olur sinemi yakardı İmine’m
Elinde kanaviçe ,dökerdi nurunu,
Reva gördü bana sevdanın zorunu.
Sen var ya Halime ninenin torunu,
Bilseydi dünyamı yıkardı İmine’m
Hanelerden haneye gelin çıkanda;
Amanın İminem bana bakanda.
Sıra ondaydı hani,bekar olanda;
Ağam yollarımı tıkardı İmine’m
Baban gördü de;ne gezersin sen dedi,
Üç öğün bu sokağı ezersin dedi.
Dedim kara koyun kayıptır gelmedi.
Bahane su olur akardı İmine’m
Anama çok derdim ben ,alalım ana;
Oğlum sıranı bekle diyordu bana.
Ana bir yüzük tak ,kurban olam sana,
Duymaz,kulağını tıkardı İmine’m
Pancar tarlasında güneş yanığıydı.
Şair yüreğimin görgü tanığıydı.
Ahde vefasızlığın tek sanığıydı,
Sırtıma kör bıçak sokardı İmine’m
Hani ötelerde nazlı nazlı akar ya
Hani ceylanlar suya inmiş bakar ya
Bahardan nasip alıp cihan kokar ya;
Kızıl bir gül olup kokardı İmine’m
Testiler kırılır adetten diyerek
Saymasın kendini gurbetten diyerek
Ayrı düşmesin tırnak etten diyerek
Kapımıza çivi çakardı İmine’m
Bohçalar salacaktık simli sırmalı
Göynekler alacaktık gülden armalı
Şamar gibi üst üstüne sormalı
Ellere gidecek ne vardı İmine’m
İbrahim ŞAŞMA
KARAMAN